Mortgage kanunu ile bu güne kadar krediler (özellikle konut kredileri) uygulamaları ile ilgili öğrendiklerimizin bir çoğu değişikliğe uğradı.
Öncelikle altını çizmekde fayda var, mortgage kanunu aslında 5582 sayılı ipoteğe dayalı uzun vadeli konut finansmanı sistemi‘nin uygulanmasına ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkında bir kanundur.
Konut finansmanı kredilerinde borcun ödenmemesi durumunda konut finansmanını sağlayan kuruluşun ve borçlunun hakları net bir şekilde düzenlenmiştir.
Konut finansmanı kredilerinde borcun tamamının ifasını talep etme hakkı konut finansmanı kuruluşuna ancak tüketicinin birbirini izleyen iki ödemede temerrüde düşmesi halinde bulunabilir.
Borcun tamamını ifa hakkını kullanabilmek için (yani teminat olarak ipoteğini verdiğiniz konutunuza el koyulabilmesi için) konut finansmanı kuruluşu ikinci borçlunun ikinci taksidinin temmerüde düşmesinin ardından, borçluya 5 iş günü içersinde iadeli taahhütlü posta yoluyla müşteriye muacceliyet uyarısında bulunması gerekmektedir. Tüketicinin bu tebligat sonrası muacceliyet durumuna engel olmak için bir aylık bir süresi vardır.
Özet: Mortgage kullanıyorsanız ve iki ay üst üste temerrüde düşmüş olmanız durumunda, borcunuzun tamamının tahsil edilmesi durumuna engel olmak için tam (temerrüde düşmüş bütün taksitlerin faizleri ile beraber ödenmek) bir aylık süreniz var demektir. Bu süre sonunda borç muaccel duruma gelmiştir ve borçlu borcun tamamının ödenmesinden sorumlu olacaktır.
Şüphesiz, borcun muaccel duruma gelmesinde farklı uygulamalara rastlanma ihtimali olabilir ancak ancak diğer krediler ve bunların içersindeki şüpheli alacaklar konusunda mevcut uygulamardan gördüğümüz kadarıyla, bu durum pek yüksek bir olasılık değildir.
Özellikle 10- 15 seneyi aşan vadelerde (20 -30 sene vadeli mortgage kredi ödemeleri söz konusu olduğunda) tüm kredi vadesi boyunca iki taksidin üst üste ödenmemesi olasılığının arttığı da bir gerçektir. Ekonomimizin 30 sene vadeli konut kredisi ürünleri desteklediği durumlarda bu tür kredilerin muacceliyet durumları ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması da gerekecektir. Ancak kanunun hazırlandığı ekonomik şartlar ve uygulanabilir vadeler ışığında mevcut uygulamanın bir sorun teşkil etmeyeceğini söyleyebiliriz.
Mortgage kullanmak isteyen tüketicilerin özellikle dikkat etmesi gereken, gayrimenkul alırken borçlanmayı seçmeleri durumunda ödeme güçlerine uygun bir plan seçmeye dikkat etmeleridir.
Gelecek yıllarda bu konularda tüketicilere destek verecek mesleklerin oluşması da beklentiler dahilindedir.