Tüketiciler için en istenmeyen durumlardan biri, başkasının borcuna kefil olmak zorunda kalmaktır. Geçtiğimiz yıllar boyunca Türkiye’de yaşanan krizler sonrasında, birçok tüketici kefil oldukları borçlar nedeni ile borç veren kurumların takibine uğramak suretiyle mağdur oldular. Bu nedenle kredi borcuna kefalet eski populerliğini kaybetti.
Yeni bir uygulama olan mortgage sisteminde kefile takip hakkında tüketicilerin kafasında sorular şimdiden oluşmaya başladı. Mortgage uygulamalarıyla ilgili yasal düzenlemeyle MADDE 24 kapsamında – 4077 sayılı Kanuna 10/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 10/B maddesi eklenmiştir.
Bu madde “Kullanılan finansmanın teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, konut finansmanı kuruluşu asıl borçluya ve diğer teminatlara başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.” şeklinde geçer. Diğer bir deyişle, konut finansman kuruluşu muacceliyet çağrısı yaptıktan sonra alacağını öncelikle ipotek teminatının satışından alma yoluna gider, bu sürecin sonunda da kalan bir borç olması durumunda bu miktarın kefil üzerinden takip etme zorundadır.