web statistics

Türkiye Sigorta Sektorü ve Tüketici Finansmanı


Daha önce de belirttiğimiz gibi tüketici finansmanı, tüketicilerin içinde bulunduğu zaman dilimine ait ihtiyaçlarını, gelecekte temin edeceği gelirleri teminat göstermek suretiyle borçlanarak karşılamasıdır.

Tüketici finansman ürünlerinin doğduğu gelişmiş sermaye piyasalarının bulunduğu ülkelere baktığımızda sektörün arkasında çok daha büyük sigorta ve reasürans şirketlerinin bulunduğunu görüyoruz.

Finansal kararlarınızın içersinde gelecek kavramı girince bazı riskler ortaya çıkıyor. Bu risklerin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla kredi kartını alabiliriz. Tüketici finansman ürünlerinden kredi kartı ülkemizde en populer ve yaygın olarak kullanılan üründür. Temel tasarımı bu ayki ihtiyaçlarınızı bir sonraki aya ertelemek suretiyle o ayın geliri ile karşılamanıza imkan verir. Daha önce burda kredi kartı kullanım esasları hakkında yazdıklarımızı okumuş olmanız ve uyguluyor olmanız durumunda bile bir risk söz konusu.

Tüm insanların günlük hayatta karşı karşıya oldukları risklerin gerçekleşmesi durumunda gelecek için öngörülen gelirlerin bir anda kaybedebilmesi veya bu gelirlerde büyük azalmalar yaşanması söz konusu. Bu durumda kredi kartı ekstrenizin tamamını son ödeme tarihinde gerçekleştirmekte sorun yaşayabilir veya bu ödemeyi birikimlerinizden karşılamanız gerekebilir. Birikimlerden karşılamak yerine bir sigorta şirketine gidip ihtiyacınıza uygun bir poliçe satın alarak bu riskin gerçekleşmesi durumunda doğacak kayba mani olunabilinir.

Bu tür bir riski karşılayacak ürünlere baktığımızda sektörde çok fazla ürün olmadığını görüyoruz. En sık kullanılan ürün ferdi kaza sigortasıdır. Bunun yanı sıra Fortis tarafından sunulan nakit krediler için tam koruma sigorta paketi bu ihtiyacı en iyi karşılayan ürün olarak öne çıkıyor. Bu poliçeyi almanız durumunda vefat, daimi maluliyet, işsizlik, geçici maluliyet teminatlarına sahip oluyorsunuz. İşsizlik, geçici maluliyet ve işsizlik teminat ödemeleri 6 ay ve 2000 YTL aylık ödeme miktarı sınırlaması var ama kayıpları minimize etmesi açısından kritik bir önem taşıyor.

Gelişmiş sermaye piyasalarının bulunduğu ülkelere baktığımızda bu gelişmiş piyasaların arkasındaki en önemli faktörlerin başında gelişmiş sigorta sektörlerinin bulunduğunu görüyoruz. Bu ülkelerde yaşam ile ilgili hemen her risk için bir sigorta ürünü mevcuttur.

Sigorta şirketleri bir tek ölüme çare bulamamakla beraber ölüm sonrası sevdiklerinizin uğrayacağı mali kayıpların önüne geçebilmek için çeşitli ürünler tasarlamışlardır. Bireysel emeklilik, ferdi kaza ve çeşitli birikim poliçeleri gibi.

Sigorta şirketinin çalışma prensibi çok basittir aslında; tüketicilerin yaşamlarıyla ile ilgili riskleri tespit eder ve bunlar ile ilgili olarak bir fiyatlama çalışması yaparlar. Buna sigortacılıkta underwriting denir. Underwriting ürün geliştirilmesinin tamamlanmasının ardından tüketicilere sunulur.

Amaç ürünü mümkün olduğu kadar çok satıp toplanan sigorta primlerinin büyük miktarlara ulaşmasını sağlamaktır. Daha sonra bu toplanan riskin bir kısmı dönemsel anlaşmalar yapılan reasürans şirketlerine devredilir ve bunun karşılığında reasürans şirketlerinden yapılan anlaşmalarca belirlenen oranda bir komisyon alınır.

Bütün bu işlemlerden sonra sigorta ve reasürans şirketlerinin asıl yarışı başlar. Sigorta ve reasürans şirketleri, topladıkları prim ve komisyonları finansal piyasalarda değerlendirmek suretiyle arttırma çabasındadırlar. Ancak bu şekilde üzerlerine aldıkları risklerin gerçekleşmesi durumunda ödeyecekleri tazminatlara rağmen faliyetlerinden kar etmeleri ve varlıklarını devam ettirmeleri mümkün olacaktır.

Bu nedenden dolayı gelişmiş sigorta sektörlerinin bulunduğu ülkelerde aynı derecede gelişmiş ve sağlıklı bir şekilde regülasyona tabi finansal piyasaların bulunması kaçınılmazdır. Biri olmadan bir diğeri olmaz olursa Türkiyedeki gibi yabancı sermayeye bağımlı bir piyasa söz konusu olur.

Gelecekte tüketici finansmanı maliyetlerinin düşmesi için gerekli olan ülke ekonomik verilerinin sağlıklı olmasının önemi büyüktür. Sağlıklı ekonomik veriler ise gelişmiş ve derinlikli sermaye piyasalarını gerektirir. Derinlikli sermaye piyasaları için bu piyasalarda faaliyet gösteren yerleşik kurumların portföylerinin değerlerinin büyük olması gerekir. Bu tür fon yönetimi ana faaliyet dalı olan sektörlerin başında gelen sigorta sektörünün ülkemizde son on yıl içersinde bankacılık sektörünün gösterdiği gelişmeyi ve hacmi yakalaması durumunda, yukarıda hayalini kurduğumuz ucuz tüketici finansmanı imkanlarına da ulaşmamız mümkün olacaktır.

Bunun yanı sıra modern tüketicilerin yaşamları ile ilgili riskleri net bir şekilde tespit edip bu risklerin mümkün olan kısmını mevcut sigorta ürünleri ile en azından ekonomik olarak teminat altına alması, yani Türk tüketicisinin sigorta bilincinin artması ve yaygınlaşması durumunda uzun vadede hem kişisel hem kamusal açıdan faydalar sağlayacaktır.

Son zamanlarda iş kanununda kıdem tazminatı ile ilgili değişiklikleri takip ettiyseniz IMF’in baskısı ile dahi olsa da hükümet, ülkemizde özellikle bireysel emeklilik alanında sigorta sektörünün genişlemesini destekleyecek önlemler almakta.