BDDK‘nın sitesine ne kadar sıklıkla takip ediyorsunuz bilemiyoruz ancak günümüz ekonomik koşullarını göz önünde bulundurursak, bu karmaşa içersinde tüketicilerin yakın gelecek hakkında sağlıklı tahminler yapmasında yardımcı olacak çok faydalı bilgilere ulaşma imkanı sağlıyor. Kamuyu aydınlatma amaçlı bu açıklamaların içerisinde en güncel olan Nisan 2008 itibariyle Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi’ne göz atmanızı tavsiye ederiz. Sektörde bulunan profesyonellerin sektör ile ilgili beklentilerinin derlenip toparlanıp yayınlandığı çok faydalı bir belge.
Burada yer alan ve tüketicileri yakından ilgilendireceğini düşündüğümüz bazı alıntıları sizler ile paylaşmak istiyoruz.
Bankacılık sektör yöneticilerin kredi faiz oranlarıyla ilgili beklentileriyle ilgili yazıya baktığımızda önceki anket döneminde azalma yönündeki beklenti ağırlıkta iken bu anket döneminde artma yönündeki beklenti ağırlık kazanmış.
Konut kredilerinde faiz oranlarının artacağı yönünde beklentiye sahibi katılımcıların oranı % 64.
Kredi kartı faiz oranlarının artacağı yönünde beklentiye sahibi katılımcıların oranı % 20.
Diğer tüketici kredilerinde faiz oranlarının artacağı yönünde beklentiye sahibi katılımcıların oranı % 57 olarak gözlemlenmekte.
Sektör yöneticilerinin bireysel kredi hacimlerine ilişkin beklentilerine göz attığımızda,
konut kredilerinde artış beklentisi oranı% 41, taşıt kredilerinde % 20,
kredi kartlarında ise % 73 seviyesinde görülmekte.
Konut kredileri hacmi ile taşıt kredileri hacminde bir önceki anket dönemine göre aynı kalacak beklentisi ağırlıkta gözüküyor.
Takipteki bireysel kredi hacmine ilişkin artış beklentileri ise %90 seviyesinde gerçekleşmiş.
Burası gerçekten önemli bir nokta. Bu konuda görüş bildiren kişilerin profesyonel ve performansları ile ilgili önlerinde hedefler olan yöneticiler olduğunu düşünürsek, zaten hacimlerde düşüş beklentisi içinde olsalar bile böyle bir görüş bildirmeye cesaret edemeyeceklerini düşünmek yanlış olmaz.
Banka yöneticilerinin çok büyük bir kısmının borçlanma maliyetlerinin artacağı yönde bir beklenti içinde olduğu raporda görülüyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bankaların finansman ürünleri satışları açısından daha muhafazakar davranıp geçmiş dönem performanslarının biraz altında kalmayı planladıklarını düşünüyoruz. Bu da yakın gelecekte faiz, vade oranlar ve kredi vermeye hevesli kurum bulmak konusunda tüketici lehine olumlu bir gelişme beklenmemesi anlamına geliyor.
Aynı dönem için banka yöneticilerinin ayağını yorganına uzatmak konusunda hoyrat davranmış, ödeme zorluğu çekecek tüketicilerin sayında bir artış beklentisi içersinde oldukları net bir şekilde gözüküyor.
Yukardaki tanıma uyan ve finansal açıdan sıkışan tüketiciler kredi kartına yüklenmeye başlayacak bu kredi kartı kullanımını ve hacimlerini arttıracak ve direkt olarak takipteki bireysel kredi oranında artış tetikleyecek.
Sonuç olarak banka yöneticilerin beklentilerini yorumlarsak; 2001 krizi kadar olmasa da tüketici finansmanı açısından durgun bir sezon olacak, çünkü bankalar bu belirsizlikte kredi vermek konusunda hiç ama hiç hevesli olmayacaklar. Borçlarının gelirlerine oranı yüksek tüketiciler açısından oldukça zorlayıcı anlar yaşanacak. Tüketiciler açısından panik yapmaya gerek yok ancak temkinli olmakta çok ama çok fayda var. Yakın gelecekte bütün bu finansal çalkantılardan etkilenmemek ve sıkıntıya düşmemek için kredi kartı kullanımında dikkatli olunması ve gelirlerden mutlaka tasarrufa bir pay ayrılması gereken bir döneme girilmiş durumda.