Kredi kartı faizlerinde üst sınırın düşürülmesi için bir başka yasa teklifi daha hazırlanıyor.
Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle iktidar partisinin halk arasında populeritesini arttırmayı hedefleyen bir kanun teklifi söz konusu. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya tarafından hazırlanan ve TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun teklifi kabul edilirse,
* Kredi kartının dönem borcunun sadece bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanacak.
* Kredi kartına asgari tutar ve üzerinde ödeme yapılmış olması halinde kalan hesap bakiyesine akdi faiz uygulanacak.
* Kredi kartına asgari tutar altında ödeme yapılması halinde, eksik ödenen kısma gecikme faizi, kalan hesap bakiyesine ise akdi faiz uygulanacak.
* Gecikme hali de dahil olmak üzere, kredi kartı uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmasına son verilecek.
Şüphesiz ilgili tasarının en önemli maddelerinden biri de kredi kartı azami akdi faiz oranına, Merkez Bankası tarafından açıklanan bir aylık ağırlıklı ortalama mevduat faiz oranının 2 katını geçemeyecek şekilde üst sınır getiriliyor olması.
Bir aylık mevduat faiz oranı ağırlıklı ortalaması %1.35 seviyesinde olduğunu düşünürsek, buna göre kredi kartı azami faiz oranı aylık %4.54 yerine %2.7 seviyelerine indiriliyor olacak. Tasarının, %2 seviyesinde olan bireysel kredilerin aylık faiz oranları ile kredi kartı faizleri arasındaki farkı kapatmaya yönelik bir amacı olduğu belirtiliyor.
Kredi kartı faizlerine yasa ile bu oranda bir sınırlama getirilmesi durumunda kredi kartı hizmeti veren kuruluşların nasıl bir reaksiyon göstereceği merak konusu.
Tamamen seçim öncesi oy arttırmaya yönelik kaygılar nedeniyle hazırlandığına inandığımız bu tasarı, kredi kartlarınının en maliyetli tüketici finansman ürünü olarak kabul edilmesine bir son vermiş olacak.
Bu tür bir düzenleme kısa vadede kredi kartı harcamaları ile yapılan tüketimi artıracak gibi gözükse de, uzun vadede kredi kartı kullanımı konusunda dikkatli davranmayacak tüketicilerin kredi kartı borcu nedeniyle sıkıntı yaşamalarına sebep olacaktır.
Tüketici açısından faiz maliyetleri ne kadar azalırsa o kadar iyi bir gelişme olacaktır, ancak sağlıklı bir ekonomik sistemde bu tür uygulamaların arz ve talep dengesinin dikkate alınarak yapılmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda tüketicinin korunması ile ilgili kanunlar sayesinde bankaların tüketicilere karşı adaletsiz uygulamalarına son verilmişti. Ancak dünya çapında aynı prensipler ile kullanılan ürünlerin yapılarının kanun ile değiştirilmeye çalışılmasından doğan kayıplardan, uzun vadede hem ekonomiler hemde tüketiciler olumsuz etkiler yaratabiliyor.
Bir örnek vermek gerekirse Türk Bankalarının, özellikle Yapı Kredi Bankası’nın dönem içerisinde gerçekleştirdiği faaliyetlerinden kaynaklanan karların çok ciddi bir kısmı kredi kartı gelirlerinden oluşmakta. Böyle bir uygulama bu bankaların karlarına olumsuz etkisi olacaktır. Düşen karlar nedeniyle bu bankalardan alınacak gelir vergisinden bir kayıp gözlemlenmesi kaçınılmaz. Hükümet oluşacak vergi kaybını telafi etmek için yine yeni vergiler tasarlayacak ve bunları (emekli, memuri maaşlı) vatandaşın doğrusu omuzlarına vergi yükü olarak bindirecek.
Bu arada karlılığı düşen kredi kartı operasyonları küçülmeye giderek işten çıkarmalar bile söz konusu olabilmesi ihtimalini tamamen göz ardı ediyoruz.
Doğrusunu söylemek gerekirse biz bu gelişme gerçekten tüketiciler için avantajlı mı tam olarak karar verebilmiş değiliz. Daha fazla faiz daha çok vergi mi? Eğer mükemmel bir vergi sistemine sahip olan bir ülkede olsaydık belki…
* Kaynak