web statistics

Kriz Önce Kredi Kartı Borcu Ödemesini Geciktirenleri Vuracak


Bayramın ilk gününden itibaren tüm dünyada yaşanan gelişmeleri yazılı, görsel ve online mecralardan takip ediyorsunuzdur. Hükümet tüm dünyayı çalkalayan bu krizde, ülkemizin endişe edecek bir konumu olmadığını idda etmekte. Bankalar ise hükümetle aynı görüşte olmasa gerek, geçen hafta ortasından itibaren hepsi kriz yönetimine başladılar.

Bankalar hükümetin açıklamalarına güvenerek hazırlıksız yakalandıkları 2001 krizinin aksine bu sefer ekonomik göstergelere güvendiler ve kriz beklentisi ile gerekli gördükleri önlemleri krizin reel olarak yaşanmasından önce alarak konumlarını korumaya çalışıyorlar. Bu durum yaklaşan krizin habercisi olması açısından endişe verici, ancak bankacılık sektörünün krize bu sefer hazırlıksız yakalanmak gibi bir niyeti olmadığını göstermesi umut vadediyor.

Türkiye’de de bankalar batacak mı ?

İçinde bulunduğumuz süreçte bu tür bir soruya cevap vermek bankacılık kanununa göre suç sayılmakta, dolayısı ile böyle bir soruya “evet” diye cevap veren insanlar suç işliyorlar. Geçtiğimiz hafta bazı bankaların zor durumda olabileceğine dair söylentileri hepimiz duyduk. Şu anda böyle temelsiz söylentileri dikkate alarak bankalardan paranızı çekmek, birikimlerinizden alacağınız getirileri sokağa atmak olacaktır. Unutmayın bu dönemlerde bankacılık sisteminde birikim tutan kişiler asıl getiri fırsatlarından faydalanacak kişiler olacaktır. Tabi böyle bir birikiminiz varsa bu birikimlerin hepsini aynı sepete koymak yerine, portföyünüzü çeşitlendirmek bazı avantajlar sağlayabilir.

Bankalar ne gibi önlemler alıyor?

Bankalar ilk aşamada 2008 yılına ait kullanmadıkları ve kullanmayı hedefledikleri bütçelerin tamamına yakınını dondurdular. Yani reklam, lansman kampanya vb. bütçeleri 2008 yılı çok küçük rakamlar ile idare etmek zorunda kalacaklar.

2009 yılı bütçeleri açısından bakarsak bu bütçelerin hepsi revizyona girdi. Hemen her banka %60 ila %75 arasında bir küçülmeye gitmiş durumda. En azından karşılarındaki resim netleşene kadar kemerleri epey bir sıkacak gibi gözüküyorlar.

Bankaların kriz önlem paketlerinden tüketiciler için ne çıkacak?

Kredi arzında düşüş yaşanması muhtemel. Kriz öncesi alınan önlemler, tüketicilerin karşısına ilk olarak faiz oranları şeklinde yansıyacak. Bankaların borç alıp verirken kullandıkları libor oranlarındaki dalgalanmalar nedeniyle bankalar kendilerinden istenen kredilerin maliyetlerini net olarak ön görmekte zorlanıyorlar. Bu nedenle bireysel ve kurumsal kredi satışlarını büyük oranda durdurdular. Bankalar arası borçlanma piyasasında güven ortamı artınca krediler de bollaşabilir, ancak içinde bulunduğumuz kısa süre için hesaplı kredi bulmak eskiye oranla oldukça güçleşti.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi kredi faizlerinde de yükselme de sözkonusu. Belirsizlik ve risk ortamı, sunulan kredilerin faiz oranlarında ciddi artışlara neden oldu. Geçtiğimiz hafta içerisinde tüketici kredileri faiz oranlarında bir gecede 30 baz puan artışlar gözlemlendi. Kredi kartı faiz oranlarının diğer kredi oranlarına kıyasla yüksek olması ve kredi kartı faizlerinde kullanılacak üst sınırın merkez bankası tarafından belirleniyor olması nedeniyle, kredi kartı faizleriyle ilgili herhangi bir güncelleme olmasa da, kredi faizlerinde maliyetlerde oldukça dalgalı bir seyir söz konusu.

Bankalar tahsilatlarını daha agresif takip etmeye başladılar

Nisan ayı başından beri gecikmede olan kredi alacakları önceki senelere göre daha süratli bir şekilde artmaya devam ediyordu. Sizinle paylaştığımız banka yöneticileri beklenti anketinde de böyle bir beklenti mevcut. Şu ana kadarki gelişmeler bu beklentileri doğruluğunu kanıtlıyor.

Bankaları bir önceki kriz tecrübelerinde öğrendiler ki, kriz kapıya dayandığında tüketiciler ilk olarak kredi kartı borçlarını ödemeyi bırakıyorlar ve bu da bankaların borç tahsilatı konusunda ciddi sorunlar yaşamasına sebep oluyor. Bu nedenle bankalar geçen hafta itibariyle kriz gelmeden önce mevcut gecikmedeki müşterileri eritmek ve potansiyel gecikmelere engel olmak için çok agresif tahsilat polikaları izlemeye başladılar.

Özellikle gecikmede olan tüketiciler dikkat

Kredi kartı gecikme durumu ile ilgili yazımızda bahsettiğimiz süreçler çok daha süratli ve agresif şekilde işlemeye başladı bile. Temel olarak sıfır tölerans politakası olarak adlandırabilecek bu politika ile artık, bankaların alacak yönetimi departmanları, gecikmede bulunan tüketicinin gözünün yaşına bakmadan süreçleri devreye sokacaklar. Bundan önce kredi kartı borcunu ödeyemeyen tüketicilerin yasal takip idari takip süreçlerine geçmeleri beş veya altı aya yakın süreleri bulabilirken, geçtiğimiz haftadan itibaren bu süre yasal süre olan 90 güne indirilmiş gibi düşünebilirsiniz.

İki ayı aşkın bir süredir kredi kartı veya herhangi bir kredi borcunu ödememiş tüketicileri özellikle uyarmak istiyoruz. Eğer bankanızın size ödemenizi bildirdiği asgari tutarı ödemezseniz kendinizi bir anda yasal takip sürecinde bulabilirsiniz. Daha önce sizi arayan banka yetkilileri ile konuşup borcun yatırılması konusunda zaman kazanma imkanı olduysa da, yeni dönemde kanuni sürelerin dışında yasal takibe uğramadan ilave süre kazanma olasılığı iyice azalmış görülüyor. Gecikmede olup banka ile iletişimden kaçınmak da süreçleri oldukça sıkıntıya sokacaktır. Yasal takip ve özellikle kanuni sürecinde birçok banka, borçluları çalıştıkları taşeron avukatlara devrederler. Avukatlar borçları tahsil ederken tüketicilerden aynı zamanda vekalet ücretlerini tahsil ettiklerinden, bu sürece geçtikten sonra borç kapatmak borcun üzerine binecek temerrüt ve diğer gizli ilave maliyetler açısından başvurulacak en son yöntem olmalı. Ayrıca bankalar kanuni takipteki alacakları, çek, senet tahsilatları ile sorun yaşadıkları kayıtları TCMB’ye bildirimde bulundukları için; borcun tamamı daha sonra ödense bile gelecekteki kredi başvurularında olumsuz bir referans olması açısından kaçınılması gereken bir durum.

Bu nedenle tüketici finansman ürünlerini yoğun olarak kullanan ve ödeme konusunda sorun yaşamaya başlayacaklarını düşünen tüketicilerin borç ödemelerinde yapmaları gereken asgari tutarları gecikmeden yatırmaya çalışmaları kritik önem taşıyor. Tabi benzer durumda olan müşterilerin özellikle nakit ve kredi kartı ile harcamaları da ciddi oranlarda azaltmaları gerekecek, aksi taktirde çok kısa bir süre sonra borçlarının asgari tutarlarını da ödeyemeyecek duruma gelip sonun başlangıcına doğru ilerleyebilirler. Farkettiyseniz bugüne kadar tüketicilerin kredi kartı borcularını taksitlenlendirmemeleri, yani dönem borcunun tamamını kapatmaları konusunda bir çok yazı yazdık. Okurlarımızın bazılarının bu konuda dikkatli olduklarını biliyoruz, ancak hiç azımsanmayacak kısmı da kredi kartı borçlarını taksitlendirerek borç içinde yaşamaya devam ediyorlar. Kredi kartı dönem borcunun tamamını son ödeme tarihinde kapatmayan tüketiciler yaklaşan fırtınadan en şiddetli şekilde etkilenecek kişiler olma potansiyeli taşıyorlar. Bu kişilerin içinde bulundukları durum, hassas bir ekonomik denge gerektirmektedir. En ufak bir yanlış hareket neticesinde daha kötü duruma düşmemeleri için kredi kartı dönem borcu ödemelerinde en azından asgari tutarı ödemek konusunda çok özenli olmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.