Ekonomi Turk blogunda yayınlanan Bir Garip Psikoloji başlıklı yazıda, Mastercard’ın yaptığı Masterindex araştırma sonuçlarında Türk halkının bankaya duyduğu güvenin kredi kartı seçim tercihlerinde ilk sırada çıkmasından bahsedilmiş. Yazar, bu güven meselesinin kredi kartı faizleri ve sabit ücret gibi nedenlerin önüne geçmesini garip bulmuş. Halbuki bu sonuç bize çok normal geldi.
Kredi kartı sürekliliği olan bir hizmettir
Kredi kartı diğer tüketici finansman ürünlerinden farklı olarak devamlılık gerektiren bir hizmettir. Yani bir kredi kartı sahibi olduktan sonra geliriniz olduğu müddetçe harcamalarınızı kredi kartı ile yapabilirsiniz. Geliriniz olmadan da yapabilmeniz mümkün, ama bu durumda her ay size iletilen kredi kartı ekstresinde yer alan dönem borcu veya dönem borcunun % 20’sine denk gelen minimum ödeme tutarını yatırmakta zorluk çekilebilirsiniz. Diğer tüketici finansman ürünlerinde ise bir vade söz konusudur. Kullandığınız finansmanı belli bir oran faiz ödeyerek belli taksitlerde ve belli bir tarihe kadar geri ödemeniz beklenir. Ödemelerinizi ödeme planına göre yaptığınızda, bir dahaki finansman ihtiyacınıza kadar finansman sağladığınız kurum ile ilişkiniz sona erer. Bu nedenle tüketicilerin kredi kartı tercihlerinde bu hizmeti veren kurumun tüketicinin talep ettiği standartta bir devamlılık sağlayacağı ile ilgili güven uyandırıp uyandırmadığının belirleyici bir unsur olması bize normal geliyor.
Kredi kartı hizmetlerinde yılda 365 gün 7/24 destek gerekiyor
Kredi kartı kullanımında en kritik konu provizyon sistemleridir. Pos cihazı üzerinden kartınızı geçirdiğinizde, üye işyeri bankanın sistemi ile bağlantı kurarak böyle bir kart olup olmadığını ve söz konusu işlem için kredi kartı limitinin müsait olup olmadığı sorgular. Alışveriş tutarına da bağlı olarak olumlu bir cevap gelmemesi durumdan kartın kullanımına izin verilmez. Bankaların kredi kartı sistemleri, bu hizmetleri günün her saati %99’un üzerinde bir ulaşılabilirlik ile sağlamak zorundadır. Eğer kredi kartını kullandığınız kurum bu hizmeti yukarıda bahsettiğimiz standartlara yakın bir şekilde sağlayamıyorsa; gecenin bir yarısında, sizin için önemli bir akşam yemeğinde veya dünyanın bir ucunda kullanmaya teşebbüs edebilir misiniz? Eğer cevabınız “hayır” ise bunun nedeni bankanıza yeterince güven duymuyor olmanız olabilir mi?
Teknolojik dolandırıcılık teknikleri önemli bir başka neden
Kimlik hırsızlığı diye bir kavram var. Batı dünyasındaki tüketicileri oldukça etkileyen hatta ufak çaplı paranoyaya kapılmasına sebep olan bu durum kötü niyetli bir kişinin bir başkasının özlük bilgilerine sahiplenerek bu kişi adına finansal işlemler gerçekleştirmek suretiyle haksız kazanç elde etmesidir. Gelecekte yurtiçinde ve yurtdışında kimlik hırsızlığı uygulamaları ve bunlara karşı alınabilecek güvenlik önlemleri ile ilgili olarak bir yazı hazırlamak üzere araştırmalara başladık ancak henüz tamamlanmadığı için bu makalede kimlik hırsızlığı üzerinde fazla detaya giremiyoruz.
Kredi kartı bilgilerinin kopyalanması da kimlik hırsızlığının bir alt grubu olarak değerlendiriyor. Gelişen teknolojinin yardımı ile kredi kartı dediğimiz 16 haneden oluşan kart numarası, kredi kartı son kullanım tarihi ve kredi kartınızın arka yüzünde bulunan güvenlik numarasını ele geçiren bir kişi, size ait olan bir kredi limitini kendi amaçları için kullanarak hem haksız kazanç elde eder, hem de sizi mali yönden kayba uğratabilir. İnternet ve gelişen teknoloji nedeniyle bu eylemi kredi kartı geçen dünyanın herhangi bir köşesinde yapabileceği için mağduriyetin boyutları oldukça büyük olabilir. Bu nedenle kredi kartını kullandığınız kurumun bu tür saldırılara karşı gerekli altyapısal ve operasyonel önlemleri aldığını bilerek kredi kartınızı güvenle, sürekli kullanabilmek çok önemli bir kriter.
Hangi bankaların kredi kartlarını güvenle kullanabiliriz ?
Bu soruya kesin bir cevap vermek oldukça zor. Öte yandan burada kredi kartı hizmeti veren bankaların deneyimleri ve operasyonlarının büyüklüğü önemli bir kriter olabilir. Pratik olarak düşünmeye çalıştığımızda bir – bir buçuk milyon üzerinde kredi kartı olan bankaların böyle bir portföye hizmet edebilmek için gerekli organizasyon, süreç ve teknolojik altyapı yatırımını yaptıklarını kabul edilebileceğimiz gibi bir resim çıkıyor karşımıza. Tabi bu durumun istisnaları da yok değil. İsmi lazım değil bir banka (yakın zamanda gerçekleştirdiği işten çıkarmalar ile gündeme gelen bir bankadan bahsediyoruz) değeri milyon dolarla ifade edilen bir güvenlik yatırımı yapmış ancak projede çalışan, yani programı kullanan kişi işten ayrıldıktan sonra programı kullanmayı bilen kimse bulunmadığı için kullanılmadan kenarda bekletildiğine dair duyumlarımız var. Ama tabi bu tamamen söz konusu banka ile müşterileri arasında nifak tohumları sokmak isteyen kötü niyetli kişilerin iftiraları da olabilir kim bilir…
İnsanoğlu ve egosu
İnsanoğlunun kendinden çok büyük bir egosu vardır. Başkalarının gözünde nasıl algılandığı birçok insan için çok önemlidir. Tüketici finansmanı ürünlerinden özellikle kredi kartı kullanan bir çok insan için bu algılanmanın öneminini büyük olduğunu düşünüyoruz. Başkasına ait bir parayı harcamaya meyilli olmayı biz başka türlü açıklayamıyoruz. Kredi kartı kullandığımız her sefer alışveriş yaptığımız ve kasada arkamızda bekleyen kişilere bir alım gücümüz olduğunu iddia ediyoruz. Pos’tan bununla ilgili bir olumsuz cevap çıkması başkaları tarafından nasıl algılandığımızı bir anda değiştireceğinden, egomuza da büyük zarar verme potansiyeli taşıyor. Bu konuda size gerekli desteği sağlayabileceği konusunda güven uyandırmayan bir bankanın kartını ne kadar kullanabilirsiniz?
Bu varsayımların da bir istisnası var; kredi kartı kullanmayan bir kişi böyle bir egoya sahip olmayabilir. Ancak baktığımızda Masterindex araştırması bir kredi kartı ödeme sistemi tarafından desteklenmektedir ve daha çok kredi kartı kullanan tüketicilerin davranışlarını incelemesi de normal olduğundan, en azından egosu zarar görmesin diye kredi kartı tercihlerinde bankanın güvenilir olması en önemli kriter olabilir.