web statistics

Kredi Kartı Borcu Affı Kime Yarayacak ?


Pazartesi gündemde yer alan haberlere şöyle bir göz attığımızda, kredi kartlarıyla ilgili gelişmeler dikkatimizi çekti. AKePe hükümetinin önce tüketimi canlandırmak için vergi indirimlerini yürürlüğe koyan uygulamaların ardından, kriz döneminde zorlanan tüketiciye yönelik yeni önlemleri devreye sokmak için kolları sıvamış olduğunu görüyoruz. Öte yandan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan uygulamanın detaylarına baktığımızda, gelişmelerin hepsinin kredi kartı kullanıcılarının lehine olmaktan uzak olduğunu görüyoruz.

Satır arası bilgilendirme

Babacan, “Kriz ortamında finansmana erişim ve kredi geri ödemelerinde bazı sıkıntılar yaşanıyor. Kredi kartı borcunda son dönemde diğer kredi türlerine göre daha hızlı artış var. 2009 Nisan sonu itibariyle kart sayısı 2002’nin üç katına ulaşmış durumda. Kartta takibe düşme oranı krizin etkisiyle hızlı bir artış gösterdi. Kredi kartı bir ödeme ve nakit kullanım aracıdır. Kredi kartı, borçları öteleme aracı değildir. Tüketici kredilerinde kart faizi en yüksek faize sahip. Bir konut, bir taşıt kredisinde çok daha düşük faizler söz konusu. Vatandaşların ihtiyaç kredisi sistemine yönelmesini öneriyorum. Oradaki faiz oranları kredi kartı faizine oranla çok daha düşük.” demiş.

Yukarıdaki açıklama gerçekten güzel ve tüketiciyi bilinçlendirmeye yönelik, ama böyle basın açıklamasının arasında bir yerde, kısaca sadece başlık olarak değinmenin ne yazıkki kimseye faydası yok. Kredi kartı bir ödeme aracıdır, kısa süreli olarak finansman imkanı sağlamak için de kullanılabilir. Ancak 3 aydan uzun sürecek finansman ihtiyaçlarında farklı alternatifler kullanılmalıdır. Bunu ilk yazılarımızdan beri dile getirmeye çalışıyoruz zaten. Kamuoyuna bu şekilde bir bilgilendirme yapılacaksa, “Yurtiçinden döviz cinsi kredi kullanmadaki kısıtlamalar nedeniyle sıkıntı çeken, döviz geliri olmayan şirketlerin döviz kredisi almasının da yolu açılacağına” dair yapılan açıklamanın bir kenarında yapılmamalıdır. Özellikle bireysel tüketicilere yönelik daha kapsamlı bir seslenişin daha faydalı olacağını düşünüyoruz.

Kredi kartına borcuna yeniden yapılandırma

Güzel haber ise hükümet tarafından bir kereye mahsus olmak suretiyle, bankalar tarafından yasal veya idari takip başlatılmış tüketicilerin kart borçları için şartları önceden belirlenmiş bir yeniden yapılandırma, yani geri ödeme imkanı tanınması. Buna göre, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle ödeme ihtarı çekilmiş, icra takibi başlamış ya da banka tarafından takibe uğramış (veya gecikmede olan) kredi kartı borçları için yeni bir ödeme planı imkanı tanıyan bir düzenleme hazırlandı. Bu durumda bulunan tüketiciler, kanun çıktıktan sonra 60 gün içinde bu imkandan yararlanabilecekler. Uygulama kapsamında, 31 Mayıs 2009 tarihine kadar geçen sürede ödemeye esas borç tutarı hesaplanacak. Ödemeye esas borcun 30 gün içinde ödenmesi durumunda herhangi bir faiz hesaplanmayacak. Taksitle ödeme olursa borcun tutarı 6 aylık vade için 1.04, 12 ay için 1.28’lik bir katsayıyla çarpılacak. Oranlar belirlenirken tüketici kredi faiz oranlarına yakın oranlar alınarak ödeme sıkıntısına girilmesi engellenecek.

Kredi kartı borcu yapılandırma aşamaları kısaca şöyle :

– Kredi kartı borcunun temerrüde düştüğü tarihteki anapara ve faizi belirlenecek.
– 31 Mayıs 2009’a kadar geçen sürede belirlenen yeni faiz oranları uygulanarak borcun toplamı hesaplanacak.
– Bankalar tarafından uygulanacak artış oran hesaplanırken bankaların 3 aya kadar vadeli mevduata uyguladıkları faiz oranlarının ağırlıklı ortalaması esas alınacak.
– Bu şekilde belirlenecek ödemeye esas borcun müracaat tarihinden itibaren 30 gün içinde ödenmesi durumunda herhangi bir ilave faiz hesaplaması yapılmayacak.

Tüketicinin bu borcu taksitlendirerek ödemek istemesi durumunda, bankanın bu konuda tüketicinin mali yapısına uygun bir ödeme planı sunma yükümlülüğü var. Bu ödeme planı ile ilgili şartlar, ilgili kanunla belirleneceği için uygulamada bankalar arasında bir farklılık olmayacağını umuyoruz.

Böyle bir durumda kart sahibi taksit isterse, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle esas borç tutarı (bankaların vadeli mevduata uyguladıkları faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasıyla oluşturulan endekse göre) belirlendikten sonra, ödenmesi gereken tutar dört ayrı vade alternatifi için ayrı ayrı belirlenen katsayı ile çarpılarak bulunacak. Bulunan tutar vade ayına bölünerek aylık eşit taksitler hesaplanacak.

Söz konusu borcun icra takibine konu olması durumunda takip, dava masraf ve harçlarının tamamı, nisbi kanuni vekâlet ücretinin ise belli bir oranı kabul edilen plan çerçevesinde ödenecek. Bu aşamaya gelmiş olan tüketicileri avukat ile veya bankayla sıkı bir pazarlık yapması gerekecek.

Borçların ödenmesinden sonra tüketicileri neler bekliyor?

Geçmiş yıllarda yapılmış benzer yapılandırma uygulamalarından faydalanan tüketicilerin birçoğu tarafından yapılan başvurular hala red ediliyor. Tabi bu durum, borcunu ödemiş olan bu kişilere haksızlıkmış gibi geliyor. Yapılandırmadan faydalanacak kişilerin ilgili kayıtları sicil affından yararlanılarak Merkez Bankası veritabanından silinecek olsa dahi, kayıtlar KKB veritabanında yer alacağından bankalar ile tekrar kredi ilişkisine girmeleri en azından önümüzdeki birkaç sene zor gözüküyor. Bu durumda kriz nedeniyle gecikme yaşamış ancak borcuna sadık kalarak geri ödemeyi tercih etmiş yaklaşık 900.000 kişinin bir mağduriyeti söz konusu olacak.

Kart ücretine bankalar lehine düzenleme

Bahsi geçen düzenlemeyle yıllık kart ücreti, kart limiti 3.500 liraya kadar olan kartlarda 35 lira, 3.500 ve daha fazla olan kartlar için limitin yüzde 1’ini geçmeyecek şekilde belirlenecek (Bu düzenleme genel kurulda reddedildi). Kart hamili istediği zaman borcunu 90 gün içinde ödemek kaydıyla kartını iptal edebilecek.

kredi karti borcu affiKart ücreti ve kart iptali, tüketicilerin memnuniyetsizliklerin başında geliyor ve hükümet kart ücretinde düzenlemeye gitmiş. Ancak bu düzenleme tüketicilerin istediği şekilde kart ücretini almayı ortadan kaldıran bir düzenleme değil. Halihazırda tüketici heyetlerine ve mahkemelerde kart ücreti ile ilgili örnek sayılabilecek, tüketicilerin lehine kararlar alınmaya başlamışken, bankaların kredi kartı sahiplerine en fazla kart limitinin yüzde 1’i kadar ücret yansıtmasına imkan veren bir şekilde kart ücretini yasal bir zemine oturtan bu düzenleme, tüketiciden ziyade bankalar lehine gerçekleşmiş gibi gözüküyor. Bununla beraber birçok bankanın kredi kartı müşterilerine tek limit üzerinden birden fazla kart verdiğini düşünürsek ve her banka tek limit üzerinden her kart için yüzde 1’lik üst sınırı kullanarak ücret talep ederse vay tüketicinin haline. Hele kredi kartı limitiniz dört haneli bir rakamsa, o zaman banka size yasal olarak tanınan hakkın altında hangi ücreti talep ederse “eyvallah” demek durumunda kalacaksınız demektir. Tüketiciler, kart ücretleri hakkında bankalar ile görüşürken bankaların “yasa bize kredi kartı limitinizin yüzde1’i kadar ücret talep etme hakkı veriyor, dua edin biz sizden o kadar talep etmiyoruz” diyerek aba altından sopa göstermesine ses çıkaramayacak gibi gözüküyor.

Kredi kartı iptali hakkında

Kredi kartını iptal ettirmek ve kredi kartı borcunun kapatabilmesi için 90 gün süre verilmesi olumlu bir gelişme, ancak bu süre boyunca uygulanacak faiz kredi kartı akdi faizi kadar olacaksa, çok da harikulade bir haber değil. Hükümet “kartını kapatabilmek istiyorsan al sana borcun tamamını kapatabilmek için 90 gün süre, ama bu durumda uygulanacak faize müdahale etmiyoruz” diyecek. Eğer kredi kartı iptali ile ilgili düzenleme bununla sınırlıysa, kart iptalini kolaylaştıracak süreçlere müdahale edilmediğini görüyoruz. Biraz tüketicilere, ama daha çok bankaların işine yarayacak bir uygulama gibi gözüküyor.

Asgari tutara düzenleme

Asgari ödeme tutarını yüzde 30’a kadar artırmaya ve yüzde 10’a kadar azaltmaya BDDK yetkili olacak. Şu an bu oran yüzde 20 olarak uygulanıyor.

Modern kredi kartı uygulamalarında asgari tutarın düzenlemesinin BDDK gibi kurumlara bırakılması zaten olması gereken bir durum. Kart kullanımında asgari tutarın yüksek tutulması, müşterinin döndürdüğü kredi kartı borcunun büyümesini biraz frenliyeceğinden önemli. Ancak kredi kartı kullanan tüketiciler arasında asgari tutarın ne olduğu konusunda bilgisi olmayan oldukça yüksek sayıda insan var. Bu insanları bilgilendirmeden asgari tutar yüksek tutulursa, bu defa da gecikmeye düşmemek için asgari tutarın tamamını yatırması gerektiğini bilmeyen müşterilerin sayısını bir anda artırabilirsiniz. Ama biz yine de BDDK’nın varlık amacının, halkın aleyhine uygulamaların önüne geçmek için bankaları denetleme ve kontrol etme olduğunu düşünerek, bu karara biraz daha iyimser bakıyoruz.

Son bir hatırlatma: Kredi kartı borçlarını yapılandırma imkanı sadece 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle gecikmede, yasal veya idari takipte olan kredi kartı müşterileri için geçerli. Gecikme durumu bu tarihten sonra oluşmuş tüketiciler malesef bu kapsama giremeyebilirler ve borçlarını yapılandırma talepleri bankalar tarafından red edilebilir.