Milliyet’in bugünkü haberine göre hükümet yetkilileriyle iş çevrelerinin biraraya geldiği bir toplantıda; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), bazı işveren ve iki işçi sendikasının “Kriz varsa çare de var, pazara çık” kampanyasına destek olunması amacıyla bankalara, “Kredi kartı kullanımını cazip hale getirin” önerisi getirilmiş. Bankalar ise “Yanlış kart kullanımını teşvik eder” diyerek karşı çıkmış. Öncelikle gelin haberin detaylarına biraz daha göz atalım:
Bankalardan Gecikmiş İtiraf : Kredi Kartı Borçlanma Aracı Değil
“Bankacılar, belli bir geliri olan tasarruf sahiplerinin kriz nedeniyle harcama yapmaktan kaçındığı görüşüne katılmakla birlikte, kredi kartı yerine tüketicilerin bireysel kredi kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini savundu. Bankacılar ayrıca, kredi kartının bir ödeme aracı olduğu, borçlanma aracı olmadığı yönünde bilinç geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Geçmişte yapılan yanlış kampanyaların kriz ortamında yeniden tekrarlanmasını tehlikeli bulan bankacılık sektörü, kredi kartı faizlerinin tüketici kredisine oranla daha yüksek olduğuna dikkati çekerek, müşterilerini bireysel ihtiyaç kredilerini kullanmaya yönlendiren kampanyalar yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Tüketicilerin harcama eğilimlerini takip eden Merkez Bankası da, global krizin en yoğun olduğu dönemde tüketicileri harcamalarında kredi kartı kullanmak yerine faizleri daha uygun olan tüketici kredilerini kullanmaları için uyarıda bulunmuştu.
Sosyal Sorumluluk mu Yoksa Yeni Bir Strateji mi ?
Ekonomik durgunlukla mücadele etmek için en etkin yöntemlerden biri, insanların tekrar tüketime yönlendirilmesidir.
Amerika ve ülkemizde açıklanan kriz paketlerine bakıldığında, tüketicilerin ve yatırımcıların parasal faaliyetlerini sürdürdükleri alanlara devinim getirecek, yani trafiği artıracak teşvikler ve önlemlerin öne çıktığını görüyoruz.
Dünya Merkez bankalarının ardından TCMB’nin de faiz oranlarında indirme gitmesi ile beraber, ülkemizde kritik sektörleri canlandırmaya yönelik bazı geçici vergi indirimlerinin devreye alınması, tüketicilerin kriz nedeniyle aniden kıstıkları tüketimi belli seviyelere çekerek ülke dinamiklerini krize rağmen devam ettirmeye yönelik güzel hareketler olarak değerlendirilebilir. Bu paketleri destekleyecek bir kamuoyu yaratmak amacıyla TOBB’un yanı sıra Hak-İş, Türk-İş, TESK, TİSK, Kamu-Sen, TÜSİAD, MÜSİAD ve TİM ‘in oluşturduğu Üreten Türkiye Platformu tarafından ortaya çıkarılan “Kriz varsa çare de var, pazara çık!” başlıklı iletişim kampanyasına destek amacıyla bankalara yapılan teklifin yukarıda belirtmiş olduğumuz gerekçeyle geri reddedilmiş olması, bazılarına büyük bir sosyal sorumluluk örneği gibi gelse de biz farklı bir şekilde yorumluyoruz.
Bankalar zaten tüketicinin kredi kartı tüketimine yönelik kampanyalara kriz boyunca devam ettiler. Kriz nedeniyle yavaşlayan reklam sektöründe özellikle mevcut kredi kartlarının kullanımına yönelik kampanya duyurularında bir azalma dikkatinizi çekti mi? Hayır! Bankalar zaten aylardır “şu kadar harcamaya bu kadar puan, bu kadar taksit”, “her on liralık harcamayla hayallerinizi yakalamak için bir şans sahibi olun” gibi kampanyaları sürdürüyor.
Özellikle medyada takipteki kredi kartı alacaklarının artışına yönelik haberler ve buna ters olarak gelişen kredi kartları hakkındaki negatif kamuoyu ortaya çıkmaya başlamışken, böyle bir harekete kredi kartları ile girmek, kendi halkla ilişkileri açısından ayaklarına kurşun sıkmak ile bir olucaktır.
Bunun yerine hakkında daha az reklama rastladığımız tüketici finansmanı ürünleri (mortgage, tüketici kredileri vb) ile bu kampanyaya dahil olmaları daha mantıklı, çünkü kredi kartı müşterileri ile kredi ilişkisi bir devamlılık arz ederken, diğer tüketici finansmanı ürünlerinde yapılan bir kampanyaya yapılan başvurularda onaylanan her müşteri yeni bir kredi demek. Üstelik kamuoyu bu ürünlere karşı kredi kartlarına kıyasla daha az önyargılı.
Biz bu sitede sayısız kere kredi kartının bir kredi değil, ödeme aracı olduğunu tekrar ettik. Kredi kartını yanlış kullanan tüketicilerin borçları, ekonomik krizle beraber tavan yapınca, krizden önce kredi kartlarını peynir ekmek gibi dağıtan bankalar strateji değiştirerek bizimle aynı fikirde olduklarını hatırlatma gereği duymaya ve tüketicileri diğer kredi ürünlerine yönlendirmeye başladılar.
Uzun lafın kısası rüzgara göre yelken açan bankalar, bu haberle sosyal sorumluluklarını yerine getiriyorlar mesajı vererek imaj çalışması yapıyorlar.
Bankalar geri dönmeyen kredileri varlık şirketlerine zararına devredeceklerine,yasal takip başlatılan icraya düşmüş olan bireylere düşük faizli uzun vadeli krediler verip bu insanların banka kredi ve kredi kartı borçlarını tek bir hesapta toplayabilecek bir kampanya başlatsalar daha iyi olmazmı.Çokmu zor bu işlemi yapmak,aksine hem ödenmeyen geri dönüşü olmıyan kredilerin geri dönüşünü sağlayacağı gibi aynı zamanda yeni verecekleri kredilerdende kazanımları olacak. Bankalara sesleniyorum bu kredileri çekipde sizlere para kazandıran bu insanlara lütfen yardımcı olun,yasal takibe düşmüş icralık olmuş bu insanlara düşük faizli 7 yıl,8 yıl 10 yıl vadeli gibi bir kredi kolaylığı sağlasanız daha iyi olmazmı,bizleri bu mağduriyetten kurtarmanız çokmu zor.Sayın banka yöneticileri elele verinde bu işe bir çözüm bulun,varlık şirketlerine
zararına verceğinize onlara para kazandıracağınıza,bu konuda biz mağdur insanları topluma kazandırsanız bizleri tekrar hayatla barıştırsanız daha iyi olmazmı.Şunu unutmayınki bu uygulamadan sizler daha karlı çıkarsınız,sizlerden rica ediyorum bu konuda sağduyulu davranın, herşeyden önce insanız bizlerde, yuvamızda huzur istiyoruz artık bizlere yardımcı olun..
Saygılarımla