Herkese merhaba. Yağmurlu bir gün beklerken Lodos’un İstanbul’u salladığı bu günde, Amerikan Ulusal İktisatçılar Birliği’nin yaptığı araştırmaya göre ekonomik durgunluğun tamamen sona erdiğine ilişkin gündemde yer alan olumlu haberlerin hepimizin içine su serptiğini söyleyebiliriz. “Amerika resesyondan çıkınca Amerikalı iş bulabilecek, iş bulunca harcamaya başlayacak, borca girecek, Amerika için ürün ve hizmet sağlayanlar talebi karşılamak için daha çok insan çalıştıracak, hep beraber mutlu mesut günlere döneceğiz” söylemlerini duyar gibiyiz.
Öncelikle tekrar altını çizmek isterizki TuketiciFinansman.net olarak hiçbir zaman ekonomist olduğumuzu iddia etmedik. Belli bir bilgimiz var ama kelin merhemi olsa kendi başına sürerdi misali, bu tür yorumları konu hakkında uzmanlara veya uzman olduğunu iddia edenlere bırakmayı ve onları kaynak göstermeyi tercih ettik. Ama bu tür haberlerin geçtiğimiz birkaç haftalık dönemde sizlerle paylaştığımız tüketici finansmanı ile ilgili bazı önerileri etkileyebileceğini düşündüğümüzden, paylaşmamız gerektiğine inanıyoruz.
Eylül ortasında burada sizinle paylaştığımız gibi, global ekonomik kriz ile mücadele sırasında Merkez Bankası borçlanma faiz oranlarını oldukça indirdi. İndirilen faizlerin Türk bankaları tarafından özellikle 5 seneye kadar vadeli (mortgage) kredilerin faizlerine yansıması biraz zaman aldı, ancak bunu da gördük çok şükür. Bu içinde bulunduğumuz dönemin, geçmişte yüksek maliyetli mortgage kredisi kullanmış ve halihazırda 5 ila 7 yıl arasında vadesi bulunan tüketiciler için refinansman fırsatı doğurduğundan bahsetmiştik.
Refinansman; devam edilen bir krediyi oluşturan değişkenlerden (kredi vadesi, kredi faizi, anapara tutarı veya kredi veren kurumdan) birini değiştirmeye deniyor. Özellikle mortgage finansmanı gibi (teoride) uzun vadeli kredilerde gelişen piyasa koşulları nedeniyle kredi sahiplerinin maliyetlerini düşürdüğünden dönem dönem kullanılıyor.
Mortgage refinansmanı, kredi veren kurumların rekabet ettikleri alanlardan birisi. Özellikle ülkemiz gibi kriz nedeniyle büyümesi durmuş, hatta gerilemiş sınırlı bir pazarda rekabet eden bankalar ve tüketici finansmanı şirketleri için kritik bir unsur. Eğer mortgage kredisi ödemelerinizde bir sıkıntı yaşamıyorsanız ve kredi vadenize 5 ila 7 sene arasında bir süre varsa, faiz maliyetlerinizi indirmek için bankalarla sıkı pazarlıklar yapabilirsiniz. Unutmayın; dosya ücreti, erken ödeme ücreti gibi maliyetleri bankaların talep etme hakları var ama özellikle şubelerin pazar payı hedefleri nedeniyle bu tutarlarda pazarlık payı bulunuyor ve yüzde 2’lik erken ödeme ücreti yasa ile verilen üst sınır. Bunun altına pekala inebilirler.
Yukarıda sizinle paylaştığımız bu haberler, aslında yakın zaman içerisinde mortgage refinansmanının avantajlı konumunun kaybolacağına dair öncü işaretlerinden sayılabilir. Amerika’nın büyümeye başlamasının, FED’in çok yakın zamanda faiz oranlarını artırmaya başlayacağının habercisi olacağını ve diğer büyük merkez bankalarının da senkronize olarak faiz oranlarını artırabileceğini düşünüyoruz. TC Merkez Bankası’nın da bu senkronizasyonun bir parçası olması kaçınılmaz. Yani ekonomik durgunluk olmayan bir dünyanın en yüksek faizini veren ülkelerin liderliğini yaptığımızı düşünürsek, bu yanlış bir tespit olmayacaktır.
Merkez Bankası faiz artırınca, bankalar faiz artırmak için faizleri indirmeden önce yaptıkları gibi beklemeyeceklerine göre, bu düşük faizli günlerden faydalanmayı düşünenler için karar verecekleri son bir veya iki hafta (Fed’in faiz arttırım kararı verip vermemesine bağlı olarak) kalmış olabilir. Biz uyarıyoruz, siz yine de kendi değerlendirmelerinize göre bildiğiniz gibi yapın…