2010; yeni yılın daha eskimeyen, umutları besleyen, planları doğuran adı. Bu senenin sonunda, sorunsuz bir geçiş olsun diye uğruna proje ekipleri kurduğumuz ikibinli yıllardan tam on sene yemiş olacağız. Oysa bir bin yılı geride bıraktığımız o günler daha dün gibi geliyor hala bize. Yeni yıl için TuketiciFinansman.net olarak projelerimiz, planlarımız var. Zamanı geldiğinde bunları sizlerle yine bu satırlardan paylaşıyor olacağız. Ama bugünkü konumuz altın fiyatlarındaki hareketlilik olsun diye düşündük.
Altın ile ilgili hemen her yazımızda buradan sizlerle paylaştığımız gibi bizim işimiz yatırım danışmanlığı hizmeti vermek değil. Burada yer alan bilgiler nedeniyle bir kazanç sağlamanız durumunda başarı nasıl tamamen size aitse ve bizim konu hakkında bir sorumluluğumuz yoksa, zarara uğramanız halinde de herhangi bir sorumluğumuz bulunmuyor. Yatırım danışmanlığı hizmeti arayan okuyucularımızın, bu alanda faaliyet gösteren aracı kurumlar, portyföy yönetim şirketleri ve mevduat kabul etmeyen bankalara başvurmalarını öneriyoruz.
2009 yılının son ayına kadar yıl içerisindeki performansı altının yükselen değer olmasına sebep oldu. İtiraf etmemiz gerek, 2009 yılı için en doğru hareket 1200 dolar hedefine ulaşıldığında aç gözlü davranmadan pozisyonların bir kısmını kapatarak karı realize etmek olacakmış. Ama gözümüzün önünde dolaşan çil çil altınlar nedeniyle bir perde gibi inen para hırsı, mantığın önüne geçip oldukça güzel bir kardan belli bir oranda zarar etmemize sebep oldu. Demekkki yatırım yaparken gerçekçi hedefler koyup, o hedeflere ulaşıldığında karı tamamen olmasa da kısmen realize etmek gerekiyormuş.
Ülkemizde hatırı sayılı ekonomistlerden birisi olan Hurşit Güneş 2010 yılı için altın fiyatlarında önemli bir gerileme beklentisine sahip olduğunu paylaştığına birinci elden şahit olmuş olsak da, biz altın fiyatlarında 2010 yılı için önemli bir gerilemeye şahit olacağımızı düşünmüyoruz. Böyle düşünmek için de bazı sebeplerimiz var…
Bazı okuyucularımız bize katılmayabilirler ama, eskiden dünyanın dönmesine sebep olacak kadar kudretli bir para birimi olan doların önümüzdeki bir iki sene o kadar kudretli günler yaşayacağına inanmıyoruz. Bunun ardındaki en büyük sebep Amerikan Hükümeti’nin şu sıralar doların diğer para birimleri karşısında güçlü olmasından çok daha zayıf bir seyir izlemesine ihtiyacı olması. Bu şekilde Amerikan ürün ve servislerini tedarik etmek dünya çapında daha ucuzlayarak, bu da bu ürün ve hizmetlerin gördüğü talebi arttıracak. Üstelik Amerikan Doları’nın ortada bıraktığı tahtın bir talibi olan bir para birimi de yok, dolayısı ile tek güvenli liman altın gibi gözüküyor. Hal böyleyken altının gerilemesi ihtimali olduğunu düşünmüyoruz.
Altına merkez bankaları seviyesinde de gizli bir talep devam ediyor. Durum böyleyken dünya üzerinde dış ticarette zirveye oynayan ve rezervleri Amerikan doları ağırlıklı bulunan Çin gibi ülkelerin üretim için hammadde ihtiyaçları her geçen gün artıyor. Artan hammade ihtiyacı fiyatların da artmasına sebep oluyor. Bu fiyat artışına en dirençli enstruman ise altın. Dolayısıyla Çin ve Brezilya gibi ülkelerin dolar düşük kaldıkça altına yöneleceğini, bu nedenle altın fiyatlarında büyük gerilemeler olmayacağını bekliyoruz. Altın fiyatlarındaki artışlar da emtia fiyatlarındaki talepten kaynaklanan artışlara paralel olarak yaşanacaktır. Yani yakın tarihte altında ilk hedef 1200 dolar/ons gibi görünüyor.
Geçtiğimiz haftayı 1139.43 dolar seviyesinden kapatan altın pazartesi günü Asya piyasası açılışında hızlı bir yükseliş ile yüreğimizi hoplattı diyebiliriz. Global kriz içerisinde ekonomisi en hızlı büyüyen ülke Çin’in ihracatta Almanya`yı geride bıraktığına dair haberlerin ardından (Çin`in yıllık ihracatı 1,2 trilyon dolar oldu!) dolar değer kaybederken, emtialar ile beraber değerli metaller de haftaya hızlı bir yükseliş ile başladı. Altın pazartesi sabahı 1140 dolar seviyesindeki direncini kırarak 1157.48 dolar seviyesine kadar yükseldi. Takip eden gün ise Çin Merkez Bankası, bu haberin ardından büyümeyi frenleyerek daha kontrol edilebilir bir seviyede tutmak için zorunlu reserv oranında artışa gitti. Çin Merkez Bankası’nın bu manevrasının ardından altın fiyatları tekrar 1136 dolarlara geriledi. Belli ki Çin, krizi gelişmiş üllkelerden önce atlatmamak için vites küçültüyor, çünkü milyarlarca Çinli tam kapasite üretmeye başladı mı dünyada herşeyin fiyatı artar ve Çin Merkez Bankası’nın reservleri dolar ağırlıklı yapısı nedeniyle buna hazır değil. Olaya tamamen irrasyonel yaklaşıyor olabiliriz ama Çin Merkez Bankası’nın toplu bir altın alımı yapacağına dair bir inancımız var.
Diğer bir sebebe gelirsek, yine takip ettiğimiz sitelerden birinde değinildiği gibi Amerikan Hükümeti’nin piyasa çılgınlar gibi dolar bastığı bir dönemdeyiz. Bu da Amerikan doları için bir hiperenflasyon tehlikesini ortaya çıkartıyor. FED tarafından neredeyse sıfıra indirilmiş faiz oranları sayesinde Amerika’da doların önemli bir kısmı faiz oranlı krediler ile gelişmiş ülke borsalarına girmiş durumda. Üstelik Fed 2010 yılı için bir faiz artışına başlamayı düşünmediğini açık açık ortaya koymuş durumda. Amerikan doları hiperenflasyonu, tüm dünyayı etkileyecek bir potansiyele sahip. Bilin bakalım enflasyon ile beraber altın fiyatları nasıl bir seyir izler?
İşte bu yüzden, Çin hariç başka hiçbir ülkede piyasalara destek neticesinde oluşan hareketlenmenin dışında doğal bir hareket görmediğimiz dünyamızda, altının daha prim yapacak mesafesi olduğunu düşünüyoruz. Yani şu anki fiyatlardan daha yüksek açılmış pozisyonlar varsa ve zaman konusunda bir sıkıntı söz konusu değilse, bu pozisyonlarda stop loss yapılması için henüz çok erken. Bu faiz oranlarını göz önünde bulundurursak hala güzel bir getiri yakalama şansı olabilir.