web statistics

Merkez Bankası Likiditeyi Azaltma Çabasında, Komşu Yunanistan’da İşler Karışıyor


Resmi tatiller açısından şanslı bir yıl olan 2010’un güzel havalarla gelen ilk avantajlı haftasını geride bıraktık. Kısa olmasına rağmen hafta içinde ve hemen ardından ortaya çıkan gelişmelerin verdiği sinyaller bizim dikkatimizi çekti. Bu gelişmeleri ve tüketici finansmanı açısından önemlerini kısaca paylaşmak istedik.

Bu dönem açısından öne çıkan gelişmelerin başında Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele için harekete geçmesi geliyor. Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği likiditeyi daraltmak amacıyla yabancı para munzam karşılık oranını 50 baz puan artırması, faizleri yukarı doğru çevirerek hazine kağıtlarının faizini önceki gün yüzde 9,3’lere taşıdı. Daha yakın zamanda sizlerle buradan paylaştığımız yazımızda da göreceğiniz gibi, bu hareket tüketici finansmanı ürünleri arasında yer alan mortgage açısından avantajlı faiz oranlarının bulunduğu dönemin sonuna yaklaşılmaya başlandığını işaret etmesi açısından önemli. Yani Merkez Bankası faizi resmen arttırmasa da, likiditeyi kontrol altına almak amacıyla attığı adımlar piyasa faizlerini yukarı doğru arttırmaya başladı. Piyasanın reaksiyonu bu şekilde olunca, Merkez Bankası önlemlerine devam ederken faiz arttırmadan ne nadar dayanabilir bilemiyoruz. Merkez Bankası’nın faiz arttırım için konuşulan önlemleri daha öne gelebilir mi zaman gösterecek.

Hürriyet’te yayınlanan dünkü habere göre, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’nun her 3 ayda bir yaptığı Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi (PDF) sonuçlarına göre, ankete katılan bankacılık sektörü yöneticilerinin yüzde 77’si konut kredilerinde bir artış beklemiyor. Yüzde 17’si artacağını düşünürken, yüzde 6’lık bir kesim ise azalacağını düşünüyor. Herşey aynı devam edecek gibi bir durum söz konusu.

beklenti anketi

Bu durum bizim görüşümüzle bir farklılık gösteriyor. Bizim görüşümüz piyasaların likidite azaltmaya yönelik hareketelere verdiği tepkiler nedeniyle faiz arttırımının 11. aydan daha önce gerçekleşeceği yönünde. Aksi taktirde piyasa faiz oranı ile TCMB faiz oranı arasındaki makas büyüyerek amacından çok daha fazla sıkıntıya sebep olabilir.

Görüş farklılığı fark nedeniyle arada kalan okuyucularımız olabilir. Bankacılar bu beklentilerini geçtiğimiz dönemde, yani Merkez Bankası daha likiditeyi azaltmaya yönelik eylem planlarını hayata geçirmeden yapmışlardır. Bizim ise görüşlerimizi daha güncel verilere göre açıklama avantajımız var. Fark buradan oluşuyor. Gelişmelerin bankacılık sektörü yöneticilerinin beklentileri doğrultusunda gelişmesi durumunda da, konut kredisiyle ev almayı planlayan tüketicilere kendilerine ideal konutları bulabilmeleri için biraz daha zamanı olması anlamına geliyor ki, bu da iyi bir şey.

Yıllardır girmek için yırtındığımız Avrupa Birliği’nde Yunanistan’ın yarattığı dalgalanma durulmadı bir türlü. Euro 1.96’ya kadar gerilemişken, bugün yine 1.99 civarlarında. Yunanistan için hazırlanan AB-IMF ortak çalışması olan paketin Yunanistan’a ulaşabilmesinin 15 günden önce mümkün görünmemesi, IMF’nin AB ile ortak çalışmış olmasına rağmen Yunanistan’dan ek önlemler talep etme olasılığı, S&P’nin Yunanistan’ın notunu 3 kademe düşürerek Yunanistan’ı yatırım yapılabilir ülkeler arasından çıkarması ve Yunanistan’ın kimden borç alabileceği konusundaki sıkıntılar Euro’da sorunların biraz daha süreceğinin sinyallerini veriyor. Türk Lirası hem dolar hem euro bazında değerli bir durumda. İhracat için güçlü bir TL pek sevimli bir durum değil. Öyle olsa, Çin kriz boyunca para birimini dolar karşısında düşük tutmak için uğraşmazdı. Bunun neticesinde krizde en büyük büyümeyi gerçekleştiren ülke oldu.

Altın iki ileri bir geri seyrine devam ediyor. Yunanistan ile ilgili gelişmelerle beraber dün 1172’lere kadar sıçradı, şimdi 1163 dolar civarlarında. Mayıs ayından sonra 1000 doların bile altına düşecek bir gerilemeden bahsediliyor, ancak o tarihe kadarki süreçte 1200 seviyelerine yaşanacak bir sıçramada pozisyon taşıyanlar kısmi kar realizasyonu yapmak isteyebilirler. Sonuçta dünya çapında enflasyonla mücadelenin başlayacağı bir döneme yaklaşıyoruz ve bu döneme girildiğinde portföyde bir miktar altın bulundurmak avantajlı olabilir.

Kredi kartları açısından bakıldığında Garanti Bankası ile Atasay işbirliği neticesinde çıkartılan Altın Bonus dikkat çeken ürünlerden. Öte yandan tüketicilerin kartlarıyla nasıl hesaplı uçak bileti alabileceklerini araştırdıkları bir döneme girdik. Bu konuda geçmişte hazırladığımız ancak güncelliğini koruyan güzel bir makalemiz bulunuyor. Hala okumamış olanlar için tavsiye ederiz.

Elementer sigorta; yani kasko, trafik, yangın, dask gibi sigortalarda yılbaşından sonraki ikinci yoğun poliçe yenilemelerinin karşımıza çıktığı bir dönemdeyiz. Sigorta satın alma konusunda deneyimli olmayan tüketicilere, bu ürünleri bankalar veya banka şubeleri aracılığıyla almak yerine, resmi bir sigorta acentesi aracılığıyla almalarını öneririz. Acenteler sigortalıların hasarlarını da takip ettikleri için büyük kolaylık sağlarlar. Sigorta acentesi seçerken referans öne çıkar. Bu önemli referansı, sigorta poliçesi almış ve hasar tecrübesi yaşayan arkadaşlarınız verecektir. Acenteyle çalışmanın bir avantajı da söz konusu acentenin birden fazla sigorta şirketi ile çalışması durumunda aynı teminat için farklı şirketlerden fiyat alternatifi sunabilmesidir. Bu işi Sigortam.net üzerinden de yapabilmek mümkün, ancak sigorta poliçesiyle riski satmanın yanı sıra, hasar ödemesi ve hasar dosyasının takip edilmesi de müşteri memnuniyeti açısından kritik önem taşır.

İşsizlik sigortasıyla ilgili olarak ; bu hafta başında açıklanan kapasite kullanım oranındaki artışın (imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre 11,9 puan artarak yüzde 72,2 oldu), tüketicilerin işsiz kalma konusunda endişelerinde bir gerileme olabileceğinin sinyallerini verebileceği şeklinde yorumluyoruz. İşsizlik sigortası konusunda da okumanızı önerdiğimiz faydalı makalelerimiz bulunuyor, mutlaka bir göz atın.

Bireysel emeklilik konusunda poliçe sahipleri sahibi oldukları emeklilik fonlarının dağılımında değişik yapmayı düşünebilecekleri bir döneme giriyoruz. Bunun için nasıl bir tercih yapmanız gerektiğini bilmiyorsanız yatırım danışmanlığı hizmeti veren bir kurumla görüşmeniz ve fon dağılımını buna göre değiştirmeniz faydalı olabilir. Örnek vermek gerekirse, bireysel emeklilik birikimleri hisse senedi ağırlıklı fonlarda bulunanlar için de mevsimsel olarak durgunluk yaklaşıyor.

Yukarıda paylaştığımız bilgilere dayanarak harekete geçmeden önce bilmeniz gereken en önemli şey; burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında olmadığıdır. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulur. Biz ise kurum bile değiliz. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanıyor. Görüşlerimiz mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.