Dünya Kupası ateşinin tüm dünyayı sardığı şu günlerde, 2012 Londra Olimpiyatları hakkında konuşmak için henüz erken olduğunu düşünenler olacaktır. Ancak BBC’den duyduğumuz bu haberi sıcağı sıcağına meraklılarıyla paylaşmak istedik. Dünyanın iki büyük ödeme sistemlerinden Visa ile Olimpiyat ve Paralympik Oyunları Komitesi tarafından yapılan sponsorluk anlaşmasına göre; Olimpiyat Oyunları’nın yer alacağı bölgelerdeki mağaza ve ATM’lerde sadece Visa kredi kartı ve banka kartları kabul edilecek.
Ingiltere Rekabet Kurulu söz konusu sponsorluk anlaşmasını inceledikleri yönünde bir açıklamada bulunmuş. Visa, 1998 Seoul Olimpiyatları’ndan bu yana Olimpiyat oyunlarının resmi kartı olarak geçiyor, ancak sadece resmi kart olmak ciro konusunda bir avantaj sağlamamış olacak ki, sponsorluk anlaşmasına böyle bir madde eklemek ihtiyacı duymuşlar.
Visa Avrupa’nın Londra’nın merkezinde. Dünya finans merkezi olarak Londra’nın içinde bulunduğu sıkışık durumu da düşünürsek, Visa’nın elinin böyle bir talepte bulunacak kadar güçlü konumda olması bize çok şaşırtıcı gelmedi.
Visa ödeme sistemleri halihazırda 53 milyon banka kartıyla İngiltere’deki hakim banka kartı sağlayıcısı konumunda (Mastercard’ın 17.5 milyon banka kartı var). Öte yandan kredi kartı açısından bakıldığında Mastercard 36 milyon kartla 22 milyon Visa kredi kartına karşı üstünlük sahibi. (bkz. Visa ve Mastercard arasındaki farklar)
Sponsorluk anlaşmasıyla ilgili tüketici dernekleri söz konusu anlaşmanın farklı ödeme sistemlerine ait kartları kullanan spor meraklılarına yapılan bir ayrımcılık olduğuna dair değerlendirmelerde bulunurken, Visa bu konuyla ilgili olarak tüketicilerin oyunlar sırasında Visa ön ödemeli kartları kullanabileceklerinin altını çizmeyi tercih ediyor.
2000’li yıllardan sonra Olimpiyat oyunlarını üstlenmek cesaret isteyen bir durum oldu. Olimpiyat köyleri, stadyumlar, altyapılar sadece birkaç haftalık bir organizasyon için inşaa ediliyor ve çoğu zaman parasını çıkarması mümkün olmuyor. Yunanistan’ın batmasına sebep olan borçlanma döngüsündeki dönüm noktalarından biri de, düzenledikleri Olimpiyat oyunları için Olimpiyat köyüne ve tesislerine borçlanarak gömdükleri paralardır.
Londra 2012 Komitesi de devam eden ekonomik belirsizlik nedeniyle zaten pamuk ipliğine bağlı ekonomik dengelere zarar vermemek için parasal kaynak sağlayan Visa gibi kurumlara taviz vermek zorunda. Zira Londra’nın Olimpiyat oyunları için harcayacağı parayı çıkarabilmesi, sadece olimpiyat oyunlarının hareketlendireceği turizm gelirleri ile mümkün değil. Canlı yayınlar aracılığıyla Akdeniz’de bir tatil beldesinde Olimpiyat oyunlarını seyretmek varken, kaç kişi Londra’ya gider ki ?
Kıssa’dan hisse; Türkiye Olimpiyatlar’a aday olursa kazanma şansı 10 sene öncesinden çok daha fazla, çünkü aday ülkelerin çoğu krizle mücadele ediyor ve bir de Olimpiyatlar’a hazırlık yükünün altına girmeye cesaret edemeyeceklerdir. Ama tabii bu işlere Yunanistan gibi Akdeniz ruhuyla, “borç yiğidin kamçısıdır” mantığıyla girmemiz çok kötü sonuçlar doğurabilir. Sponsorların ekonomik şartlar düzelene kadar koydukları parayı kat kat çıkartacak şartları öne sürmeleri kaçınılmaz gözüküyor.