Tüketici finansmanı, borçlanmanın borç vermeye yetkili, konuyla ilgili çıkartılmış yasal düzenlemelere uygun şekilde faaliyet gösteren kurumlar aracılığıyla gerçekleştirilmesine denir. Bu kurumlar bu amaca yönelik standartlarda paket ürünlerle tüketicilerin finansman ihtiyaçlarını karşılayan ürünler çıkartırlar. Ancak borçlanma yanlış nedenlerle yapıldığında bir madde bağımlığı gibi insanın hayatını altüst edebilir.
Normal şartlar altında sahip olmadığınız bir yaşam tarzını desteklemek için tüketici finansmanı ürünleri kullanıyorsanız, bu durum kısa süre içinde kendinizi başa çıkamayacağınız bir borç batağının içinde bulmanıza sebep olabilir. İnsan tabiatı gereği sahip olduğundan daha fazlasını ister. Daha fazlasını elde etmek için daha fazla gelire sahip olmak gerekir. Sahip olunan geliri arttırmak için daha fazla çalışmak veya risk alıp daha iyi ücretli bir iş sahibi olmak gerekir. Hedeflediğiniz geliri sağlayan bir iş için bilgi ve becerilerinizi o pozisyona eş değere getirmeniz gerekir. Tabiiki doğru zamanda doğru kişileri tanımak da daha iyi bir pozisyonda ve daha yüksek gelir sunan bir iş bulmaya yardımcı olacaktır, ancak bunun devamlılığını sağlamak için de bir güç sarf etmek gerekir.
Arzu edilen yaşam tarzına tüketici finansmanı ürünleri kullanmak suretiyle ulaşmak mümkün, ancak bunun devamlılığını sağlamak için mutlaka gelirinizi de arttırabilmeniz gerekir. Bir yandan yaşam standartlarınızı yükseltirken, gelirinizi arttırma imkanınız yoksa çok kısa süre içinde kendinizi sadece faizini ödeyebildiğiniz bir yaşam tarzını sürdüğünüz kısır bir borçlanma döngüsü içinde bulursunuz.
Bu durum bir çeşit madde bağımlılığı gibi ama finansal açıdan normal hayat fonksiyonlarınızı yerine getiremeyecek duruma gelebilir. Mevcut gelirinizle devam ettiremeyeceğiniz bir yaşam tarzını sürdürebilmek, tüketici finansmanı ürünlerini bir kaldıraç gibi kullanmak uzun vadede kesinlikle sorun çıkartacaktır. Uğruna her ay aldığınız ve bir süre sonra söz konusu yaşam tarzının sadece faizini ödemenize yetecek gelirinizin devamlılığı zaman içinde daha fazla önem taşıyacaktır. Bırakın gelirinizi arttırabilmeyi mevcut gelirinizi korumak için risk alamayacak uysal, uyumlu bireyselliğini kaybetmiş, evle iş arasında yaşayan mutsuz bir insan olup çıkmışsınız.
Tüketimin sürekli teşvik edildiği toplumumuzda bu durumda ne kadar çok insan olduğunu hiç düşündünüz mü? Hafta içi sokağa çıktığınızda yanınızdan geçen insanların yüzlerini inceleyip mutsuz yüz ifadelerini gördüğünüzde neden bahsettiğimizi daha iyi anlayacaksınız.
Çok karamsar bir tablo çizdiğimizin farkındayız ancak tüketici finansmanı bilinçli olarak kullanıldığında yukarıda bahsettiğimiz yıkıcı bir sonla hiç alakası olmayan yapıcı ve yaşam standartlarınızı iyileştirici sonuçlara ulaşmanıza fırsat veren bir araçtır. Ufak detaylara dikkat ederek yanlış nedenlerden uzak durabilir ve tüketici finansmanı ürünlerinin sağladığı kaldıracı, gelecekte karşılayabileceğiniz ihtiyaçlarınızı günümüzde temin etmek için kullanabilirsiniz.
Tüketici finansmanı ürünlerinin hangi ihtiyaçları karşılamak için kullanıldığının farkında olmak, yani doğru nedenlerle tüketici finansmanı ürünlerine başvurabilmek bilinçli tercihin ilk ve de en önemli kıstası olarak karşımızda çıkıyor. Doğru nedenler “temel ihtiyaçların karşılanması” için tüketici finansman ürünlerinin kullanılması olarak özetlenebilir.
Bu noktada bir parantez açarak temel ihtiyaçların ne olduğu hakkında bir açıklama getirmemiz daha uygun olabilir. Temel ihtiyaçlar, günlük hayatın devamlılığı içinde gerekli olan giyinme, gıda, barınma ve sağlık hizmetlerinden faydalanmak olarak sıralanabilir.
Giyinme temel bir ihtiyaçtır. Giyinme ile günlük hayatta ihtiyacınız olan kıyafetlerinizi edinmenizden bahsediyoruz; işe giderken veya hafta sonu ihtiyacınız olan kıyafetleri alırken tüketici finansmanı ürünlerini kullanabilirsiniz. Bu ihtiyaçlarınızı alırken tabiatıyla indirimleri bekleyeceksiniz ve tutumluluk çerçevesinde ihtiyacınız kadarını alacaksınız. Piyasada bulunan ürünler içinde tercihlerinizi gelirinize uygun alternatiflerle sınırlamanız gerektiğini de unutmamak gerekir. Giyinme ihtiyacınızı karşılarken aklınızın bir yerinde tutmanız gereken bir başka detay olarak normal bir hafta içinde kaç saatinizin işte, kaç saatinizin evde, kaç saatinizin dışarıda sosyal ortamlarda geçirdiğinizi düşünmeniz yardımcı olacaktır. Temel ihtiyaçlarla kastedilen asla lüks ürünler değildir. Giyinme ihtiyacını gidermek için ilk akla gelen uygunu tüketici finansmanı ürünü kredi kartıdır. Taksitli alışveriş imkanıyla bu ihtiyacınızı gidermenizde sakınca yok. Kredi kartı kullanırken bu ürünün aslında harcamalarınızı maksimum 40 gün boyunca finanse etmenize imkan veren bir ödeme aracı olduğunu aklınızda bir yerde tutmanız ve “10 Adımda Kredi Kartı Kullanımı” başlıklı makalemizde yazmış olduklarımıza dikkat etmenizde fayda var.
Giyinmeyi temel ihtiyaçlarımızın başında saydık, çünkü insan sosyal bir varlıktır ve dünyadaki birçok kültür bireylerin çıplak dolaşmasını hoş karşılamıyor. Ancak “sosyal” kavramını bir kenara koyarsak gıda ihtiyacı en önemli ihtiyaçtır. İnsan vücudu mükemmel bir makine gibidir; sorunsuz çalışması ve kendinden beklenen bütün fonksiyonları yerine getirebilmesi için enerjiye ihtiyacı vardır. Muhtaç olduğu enerjiyi gıda tüketerek elde edeceğinden her şeyin başında gıda ihtiyacı gelir. Kredi kartı yine en uygun tüketici finansmanı ürünü, ancak gıda ürünlerinde kredi kartıyla taksitli alışveriş imkanı konuyla ilgili yapılan bir yasal düzenleme nedeniyle uzun bir süredir mümkün değil. Bununla beraber sürekli kredi kartı kampanyası yapmak zorunda olan bankaların market ve gıdayla ilgili kampanyalarını takip ederek bunlardan faydalanabilirsiniz. Gıda ve market alışverişine yönelik taksitli kampanyalar olmasa da, taksit erteleme veya belli adet ve tutarın üzerinde yapılan alışverişe karşılık puan veya nakit iade sunan kampanyalar aktif kullanıldığında gıda harcamalarınızı nette azaltmanıza imkan verebiliyor. Bu tür kampanyaların ne olduğunu merak edenler için “2010 Ramazan Ayı Kredi Kartı Kampanyaları” hakkında yayınladığımız makalemizi öneriyoruz.
Barınma ihtiyacının karşılanması için, yani bir ev sahibi olmak için tüketici finansmanı ürünlerine başvurulması günümüz dünyasında kaçınılmaz bir şey. Barınma ihtiyacını konut kiralamak suretiyle de karşılamak mümkün, ancak toplumumuzda bireylerin öncelikli hedefleri arasında başlarını sokabileceği bir yuvaya sahip olmanın öne çıktığını görüyoruz.
Bir insan ömrünün sonuna kadar aynı gelir seviyesini devam ettirme olasılığının (aileden varlıklı değilseniz) çok fazla olmadığını düşünürsek, kiranın barınma ihtiyacını karşılamak için kalıcı bir çözüm olmadığını, nihai çözümün mutlaka bir ev sahibi olmak olduğunu kimse inkar edemez. Ev sahibi olmak için tüketici finansmanı ürünlerinden faydalanmak kadar doğal bir davranış olamaz. Ancak gayrimenkul sahibi olmak, mortgage ya da hala halk arasında kabul gören adıyla konut kredisiyle borçlanmayı gerektirir. Mortgage diğer tüketici finansmanı ürünlerine kıyasla daha uzun süreler boyunca istikrarlı olarak geri ödeme sorumluluğu ve taahhüt gerektirir. Bu nedenden dolayı konut almaya karar vermeden önce bazı kriterlere dikkat etmeniz gerekiyor.
İdeal konut kredisinde ortalama vade ülkemizde 7 ila 10 sene arasında değişiyor. Mortgage sisteminin gelişmiş olduğu ülkelerde kriz öncesi mortgage kredisi vadelerinin 30 seneye kadar tüketicilere sunulduğunu görüyorduk. Dolayısıyla bu kadar uzun sürelerde kredi geri ödemesi yapacaksanız kredi taksitlerinin hane gelirinizin belli bir oranını aşmamasına dikkat etmeniz gerekir. Mortgage kullanmak suretiyle satın alacağınız gayrimenkulün aylık taksit tutarının toplam hane gelirinizin yüzde 40’ını aşmayacak bir seviyede olması gerekmektedir. Bu oranda konut kredisini oluşturan diğer değişkenlere bağlı (gayrimenkulün değeri, kredi vadesi, faiz oranı vs.) olarak istisnalar yapılsa da, kredi taksitlerinin gelire oranını bu seviyelerde tutmak kredi vadesi süresince hayatta karşımıza gelecek beklenmedik sürprizlere de hazırlıklı olmamıza imkan verecek bir alan tanıyacaktır.
Satın almak istediğiniz gayrimenkulün kredi taksitleri bu oranı geçiyorsa öncelikle sorgulamanız gereken, birikimlerinizin ne kadarının almak istediğiniz evin bedelini karşıladığı olacaktır. Satın alma kararını vermeden bir süre daha birikim yapmaya yoğunlaşmanızda fayda olabilir. Yeterli birikime sahip olmanız borç alacağınızı tutarı azaltacağından, ödemeniz gereken taksitleri de ideal seviyelere indirecektir.
Satın almayı planladığınız evi seçerken kantarın topuzunu kaçırmamak da önemli. Burada yardımcı olacak en önemli soru şu : Şu anda barınma ihtiyacınızı karşıladığınız semt ile çok farklı mı? Diğer bir deyişle şu soruya dürüstçe vereceğiniz bir cevap önemli olacaktır : Hayalinizdeki evi mi almaya çalışıyorsunuz yoksa önünüzdeki 20 ila 30 sene boyunca, yani yetişkinlik döneminde sahip olduğunuz kadar gelir sağlayamayacağınız kuvvetle muhtemel olan yaşlılık döneminde de bütçenizi zorlanmadan barınma ihtiyacınızı karşılayacak bir ev mi almaya çalışıyorsunuz?
Hayaller iyidir ancak hayallere ulaşabilmeniz için ekstradan çaba sarf etmeniz. Risk almanız ve sıçramalar yaparak gelirinizde belirgin artış sağlamanız gerekir. Gelirinizi arttırmanız yeterli değildir. Birikimlerinizi de gelirinize paralel olarak arttırmanız gerekir ki, ulaştığınız refah seviyesini ileriki yıllarda da devam ettirebilecek kaynaklara sahip olun. Hedefleri hayallerden ayıran şey, doğru motivasyonla ve arzuyla daha ulaşılabilir ve sürdürülebilir olmalarıdır. Günümüzde hayaller ile hedeflerin arasındaki çizgi çok silik bir hale geldiğinden bir çok tüketici hayalleriyle hedeflerini karıştırmış durumda.
Temel ihtiyaçlardan sonuncusu ise sağlık ihtiyaçları. Bunda da ilk akla gelen ürün kredi kartı, ancak acil ve yüksek tutarlarda bir harcamadan bahsediyorsak bu durumda tüketici kredisine başvurmak gerekebilir. Aslına bakarsanız sağlık ihtiyaçlarının giderilmesiyle ilgili en ideal birleşim doğru tercih edilmiş bir sağlık sigortası teminatlarının kredi kartıyla beraber kullanımı olacaktır.
Bir de günlük hayatta temel ihtiyaçların dışında sosyal ihtiyaçları tatmin için finansmanın gerekli olduğu durumlar vardır. Yeni veya bozulan bir otomobil, televizyon veya beyaz eşyayı gelecekteki gelirinizi göz önünde bulundurarak şimdiden sahip olmak gibi. Burada da kantarın topuzunu kaçırmak çok mümkün; en son teknoloji ürünleri farkını vererek yüksek maliyetlere satın alabilirsiniz ve bedelini ödediğiniz fonksiyonların çoğunu kullanmadan ürün ekonomik ömrünü tamamlayabilir. Ülkemizde önemli bir tüketim kalemi olan cep telefonlarına para yağdırıp sonradan kontör almak için 40 kere düşünen veya satın aldığı akıllı telefon nedeniyle gelen internet bağlantı ücreti nedeniyle kredi kartı borcunu taksitlendirmek zorunda kalan tüketiciler en güzel örnekleri teşkil ediyor.
Tüketici finansmanı ürünlerinde tercihlerin bilinçli yapılması gerektiğinin önemini birçok makalemizde dile getirdik. Bilinçli tercih sadece en ucuz, en masrafsız olan alternatifi seçmek değildir. Bu ürünlerin sağladığı kaldıraç imkanının doğru sebepler için kullanılmadığında tüketicileri çok kolay bir şekilde borç batağına sürükleyebileceğinin farkında olmak gerekir.