Uzunca bir bekleyişin ardından BDDK’dan izni alan Millenium Bank’ın özel bankacılık alanında faaliyet göstereceğini sizlerle paylaşmıştık. Hatta bu gelir grubundaki müşterilerine yönelik portföy planlaması hizmetiyle beraber, 100 ila 300 bin dolar arası döviz mevduatlarına teklif etikleri yüzde 3.5 faiz oranlı kampanyadan da bahsetmiştik.
Özel bankacılık hizmetlerinin tanımını yaptığımız makalemizden de hatırlayabileceğiniz üzere, birçok banka bu yüksek gelire sahip müşterilere varlık yönetimi hizmeti vermek amacıyla çok uzun zamandır rekabet ediyor. Hatta bu konuda rekabet öyle bir noktaya geldi ki, özel bankacılık müşterileri bu gruba tüm dünyada ücretli olarak verilen hizmetlerin önemli bir kısmını bedavaya almaya alıştı bile. Özel bankacılık alanında faaliyet gösteren bankaların önündeki en büyük sorun mevcut müşterileri kaçırmadan şu ana kadar ücretsiz verdikleri hizmetleri ücretli hale getirebilmek gibi duruyor.
Ülkemizde özel bankacılık alanına etkileyici bir başlangıç yapan ancak uzun zamandır sesi çıkmayan Millenium Bank’ın bu konuda bankalara göre önemli bir avantajı bulunuyor. Bu avantaj Millenium Bank’ın yeni sahibi, Türkiye’de adı girişimcilik ile özdeşleşen, Yunanlı NBG’ye sıfırdan kurduğu Finansbank’ı 5 milyar dolar civarında bir bedele satarak Türkiye’nin sayılı zenginlerinin arasına giren Hüsnü Özyeğin.
Finans sihirbazı Hüsnü Özyeğin
Özyeğin çocukluk hayali olan inşaat mühendisliğini okumak için ABD’de Oregon State University’ye gitmesinin ardından bölüm derslerini okurken finansa ilgisini fark eder ve Harvard’da tamamladığı masterından sonra Türkiye’ye döner. Amerika’ya cebinde bin dolarla gitmiştir ama yanlış bir algılama olmaması açısından belirtelim, ailesinin mali durumu Türkiye ortalamasının üzerindedir. Memlekete dönüşün ardından Özyeğin, kolejden arkadaşı M. Emin Karamehmet’ten 32 yaşında (1977) Pamukbank Genel Müdürlüğü için teklif alır. Daha sonra 1984’te yine Karamehmet’e ait olan Yapı Kredi‘de genel müdür olmuştur.
Hüsnü Özyeğin, 1987 yılında Yapı ve Kredi’den ayrılarak kendi bankası Finansbank‘ı kurar. Şu anda Fiba Şirketler Grubu bünyesinde 30’dan fazla şirket sahibi olan Özyeğin, 2005 yılında Finansbank’ın satışının ardından Forbes’in milyarderler listesine ilk kez girmiş ve 1 milyar dolarla 620. sırada yer almıştır.
Parakendecilik sektöründe kendi getirdiği markalarla (Marks and Spencer, GAP) başarılara imza atarak dikkat çeken Özyeğin, bir dönem sahip olduğu GİMA marketler zincirini de sektörün büyük oyuncularının arasına soktuktan sonra Fransız CarreFour mağazalarına satmıştır.
Özyeğin’in en son ticari başarılarından bahsetmek gerekirse; Millenium Bank’ı 62 milyon avroya alması ve bununla ilgili BDDK’dan gerekli onayları beklerken Fiba grup şirketleri içinde bulunan sigorta şirketi Fiba Sigorta’yı Japon şirketi NKSJ’ye 307 milyon dolara satmasını sayılabilir.
Hüsnü Özyeğin’in şu sıralar 10. yılını geride bıraktığımız 2001 krizinin ardından bu noktaya gelmesi de ayrı bir dikkat çeken noktadır.
Özel bankacılık müşterilerinin rol modeli
Yukarıda saydığımız başarı hikayeleri nedeniyle Hüsnü Özyeğin şu anda sahip olduğu bankadan daha büyük bir marka ve her özel bankacılık tanımına uyan müşteri için bir rol modeli haline gelmiştir (en azından Millenium Bank’ın hizmet vermeye talip olduğu özel bankacılık müşterilerinin gözünde). Esprili bir deyişle, her özel bankacılık müşterisi büyüyünce Hüsnü Özyeğin gibi olmak ister. Millenium Bank özel bankacılık alanında müşterilerin varlıklarının yönetiminin Özyeğin ekolünde verileceğinin altını çizmeye başladıktan ve bu iddiasını da birkaç somut örneklerle destekledikten sonra pazar payını da önemli derecede artıracaktır.