Yazılarımızı takip edenler altın fiyatlarıyla ilgili analiz ve tespitlerimize yatırım başlığı altında birçok defa makalelerimizde yer verdiğimizi hatırlayacaktır. Gümüş fiyatlarının da yatırımcılar için önemli bir potansiyel taşıdığından ise sizlere ilk olarak geride bıraktığımız yılın eylül ayının ortalarında yayınladığımız Fiyatı Yükselen Gümüş Altına Alternatif Olabilir mi ? başlıklı yazımızda bahsetmiştik.
Arada geçen süre içerisinde altın fiyatlarıyla paralel olarak gümüş fiyatları da omuz omuza tarihi rekorlar kırmaya devam ettiler. Öyle ki altın fiyatları tüm zamanların rekor seviyesi olan ons cinsinden 1445 dolara gelirken, gümüş fiyatları da son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bunu en büyük sebebi, son birkaç haftalık süre zarfında Avrupa ve Amerika’da ortaya çıkan enflasyonun yükselmesiyle ilgili endişeler.
Enflasyon, dünya ticaretinde önemli paraların arzını kontrol eden Avrupa ve Amerika merkez bankaları tarafından gündeme alınmaya başladıysa, endişe edilecek boyutlara gelmiş demektir. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Trichet, enflasyonist endişeler nedeniyle nisan ayında faiz artırımına gidilebileceği şeklinde bir yorum yaptığına göre, ucuz para devrinin (en azında Avro bölgesi için) sona ermek üzere olduğunu varsaymamız gerekir. İşin ilginç tarafı, bundan birkaç hafta önce faiz artırımı başlangıcı için 2011’in üçüncü çeyreği konuşuluyorken, şimdi Nisan ayından bahsediliyor.
Enflasyonun sadece ülkemiz için bir sorun olduğu dönemlerde TL önemli para birimleri ve değerli metaller karşısında değer yitirirdi. Şimdi ise enflasyon söz konusu önemli para birimlerinin ülkeleri için de bir sorun olmaya başlayınca, enflasyon riskine karşı doğal koruma sağlayan kıymetli metallere akın olması ve bunun neticesinde talebin artmasıyla altın ve gümüş fiyatlarının yeni zirvelere koşması kaçınılmaz oldu.
Yazımızın başlığında da bahsettiğimiz gibi gümüşün fırsat açısından daha büyük bir potansiyel taşıdığına inanıyoruz, zira altın fiyatlarındaki artıştan bahsederken tüm zamanların rekorlarına değiniyoruz. Gümüş fiyatlarında ise konuşulan zirvelerde hala otuz yıl önceki zirveler referans olarak gösteriliyor. Yani gerek gerçek, gerek tüzel kişi yatırımcıların kolayca erişebileceği ve oldukça geniş bir yatırım aracı yelpazesi bulunan bu iki kıymetli metalden biri olan gümüşte daha fazla gidilebilecek mesafe olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye’de yerleşik yatırımcıların erişebileceği ve yatırım yapabileceği dayanak varlığı kıymetli metaller olan yatırım araçlarına baktığınızda, dayanak varlığı olan altın olan daha fazla seçenek olduğunu bariz görürsünüz.Ülkemizde fiziksel olarak altın alım satımını kolye, bilezik, çeyrek, yarım, tam cumhuriyet altını, standardize hale getirilmiş minik külçeler gibi çeşitli formlarda yapabilirsiniz. Fiziksel altına yatırımın saklama ve güvenlik riskinin yanı sıra, işçilik fiyatı ve alım satım fiyatları arasındaki büyük farklılıklar nedeniyle kısa vadeli fiyat dalgalanmalarından oluşan fırsatlardan yararlanamama gibi önemli dezavantajları bulunuyor. Bir de dayanak varlığı altın olan yatırım araçları var. Altına dayalı korumalı fonlar, yatırım fonları, borsa yatırım fonları, altın mevduatları şu sıralar hemen hemen her banka tarafında sunulan ürünler. Sırası gelmişken altına yatırım yapmayı düşünen yatırımcıların, bu alternatifler arasından kendilerine en uygun olanı tercih etmelerine yardımcı olacak bir başka makalemize buradan ulaşabileceğinizi tekrar hatırlatmak isteriz.
Ülkemizde gümüşe yatırım yapmak isteyenler içinse alternatifler gümüşün daha çok sevilen kuzeni altındaki kadar zengin değil maalesef. Ancak yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı 2011 bitmeden yatırımcılara daha fazla alternatifler sunulacağına inanıyoruz. Yatırım fonları günümüzde artık portföy yönetim şirketleri tarafından çıkartılıp yönetiliyor. Altına dayalı yatırım fonları ve borsa yatırım fonları konusunda oldukça deneyim sahibi olmalarına rağmen, daha önce böyle bir talep olmadığı için portföy şirketlerinin bu konudaki tecrübeleri sınırlı. Bunun yanı sıra ülkemizde halihazırda faaliyet gösteren bir altın borsası var, ancak gümüş için bir borsa yok. Gümüş ve platin altın borsasının altında işlem görüyor, ancak bu kıymetli metallerde işlem hacmi çok yüksek olmasa gerek ki, İstanbul Altın Borsası’nın isminin henüz “İstanbul Kıymetli Metaller Borsası” olarak değiştirilmesinden bahsedilmiyor.
Öte yandan gümüşün de altın kadar potansiyeli olduğunu keşfeden organizasyonlar da yok değil. İstanbul Altın Rafinerisi’nin (İAR) 10, 20, 50 ve 100 gramlık gümüş külçeleri üretip internetten satışa sunduklarıyla ilgili bu haberimizi hatırlarsınız. Her borsa gibi gelirini üzerinden geçen alım satım işlemlerinden aldığı paylardan sağlayan İstanbul Altın Borsası’nın İstanbul Altın Rafinerisi’nin açtığı yoldaki potansiyeli görerek halihazırda altın için kurduğu alt yapıyı gümüş alım satımına uyarlaması için çok uzun zaman geçeceğine inanmıyoruz. Bu durum gerçekleştiğinde gram fiyatı altından daha ucuz olan gümüş ile birikim yapmak isteyecek yatırımcıların da oldukça fazla olması kaçınılmaz olacaktır.
Gümüş mevduat hesaplarından ve yatırım fonlarından önce gümüşe dayalı korumalı fonların yatırımcıların karşısına çıkması daha yüksek ihtimal, çünkü korumalı fonların ülkemizde vadeleri en az altı aydan başlıyor. Korumalı fonların vadeleri, portföy yönetim şirketlerinin bu kıymetli metalin alım satımında yeterince deneyim sağlayabileceği bir alan bırakması açısından güzel bir fırsat sağlıyor. Korumalı fonların ardından günde bir kere fiyatlanan gümüşe dayalı yatırım fonları ve İstanbul Altın Borsası’nda dönen işlem hacmine, arza ve talebe bağlı olarak borsa yatırım fonları da çıkacaktır. Ancak bununla ilgili kesin bir zaman vermemiz maalesef mümkün değil. Öncelikle inovatif yatırım araçları sunan şirketlerin burada bir potansiyel görüp harekete geçmesi gerekiyor. O zamana kadar enflasyon endişesiyle çok yükseleceklerini düşündüğümüz bu değerli metallerden altın, daha fazla yatırım alternatifi sunması açısından öne çıkıcaktır (bkz. İş Bankası tarafından şubat ayında çıkartılan B tipi Altın Fonu).
Son olarak her zaman yaptığımız hatırlatmayı tekrar yapalım; makalelerimizde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyelerimiz, yorum ve tavsiyede bulunan bizlerin kişisel görüşlerine dayanır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayacaktır. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı vermek yerine bir profesyonelden desktek almanız daha uygun olabilir.