Tuketicifinansman.net olarak bu zamana kadar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) hakkında genelde olumlu konuştuk. Ancak BDDK son zamanlarda makro ekonomik uygulamalarda görev tanımı içerisinde olmamasına rağmen Merkez Bankası ve ekonomi yönetimini tarafından alınan kararların uygulayıcısı olarak davranıyor. BDDK geçen yıl konut kredilerinde yüzde 65 gibi yüksek bir artış hızıyla pazar payını artıran bazı bankalara “Bu yıl bu oranda büyümeyin” uyarısında bulunuyor.
Üstelik bu uygulama sadece konut kredileriyle sınırlı da değil. İhtiyaç, nakit veya oto kredisi gibi alanlarda da bankaların performansını çok yakından takip ederek, müdahalede bulunmasa bile müdahalede bulunabileceğini gayet net hissettiriyor. BDDK bir bankacılık otoritesinin yapması gerektiğinden farklı davranıyor ve banka bazında uyarılarda bulunuyor. Bu durum “BDDK ile daha iyi ilişkiler içinde olan bazı bankalara iltimas mı geçiliyor?” gibi soruyu da doğuruyor ancak bu da bizce BDDK tarafından genele yapılan uyarıları üzerine alması gereken asıl bankaların “bizi kastetmemiştir” diyerek bu uyarıları dikkate almamasından kaynaklanıyor.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi bu uygulamanın BDDK’nın görev tanımına pek uyduğu söylenemez. BDDK hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz ama yinede özetlemek gerekirse; BDDK, tasarruf sahiplerinin haklarını korumak, bankaların düzenli ve emin bir şekilde çalışmasını sağlamak ve kredi sistemini etkin bir şekilde çalıştırmak için kurulmuş bir organizasyon.
BDDK bu tanımı nasıl yorumluyor bilemiyoruz ama biz bu tanımı bankaların faaliyetlerini ekonomi yönetiminin veya Merkez Bankası’nın taleplerine uygun bir şekilde teker teker müdahalede bulunarak düzenlemeye çalışmak olarak yorumlayamıyoruz.
Daha net anlaşılmamız açısından örnekle ilerlememiz daha doğru olabilir. Yukarıda bahsettiğimiz tanımdan yola çıkarak BDDK’nın konut kredilerinde getirmiş olduğu kredi tutarının konut ekspertiz bedelinin %75’inin üzerinde çıkamayacağına dair kurala uygun hareket edildiğini kontrol etmek ve uymayanlara tekrarı durumunda cezai yaptırımlarda bulunmak görev tanımına tamamen uygunken, “kredilerde bu yıl geçen seneki oranda büyümeyin” şeklinde bir uyarının bu tanımdan uzaklaşan bir zihniyete yaklaştığını görüyoruz.
Unutanlar için hatırlatmakta var. İş Bankası eski genel müdürü Ersin Özince, Devlet Bakanı Babacan’ın bankacılık sektörüne yönelik önlemler için “Bunu polisiye tedbirlerle yapmak istemiyoruz” sözlerinin ardından, Babacan’a “Polisiye derken herhalde geriye sanırım basındaki gibi gelip götürmek kaldı” sözleriyle karşılık vermişti. Bu tepkisinin hemen ardından da Başkanı Ersin Özince hem İş Bankası Genel Müdürlüğü görevini, hem de Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığı görevlerini bırakmıştı.
Görünen o ki Babacan tarafından değinilen büyüme yönündeki uyarıları dikkate almayan bankalara yönelik polisiye önlemler için BDDK göreve talip ve sorumluluklarını layıkıyla yapmaya kararlı…