web statistics

Tüketiciler Ev Alma Hayallerini Bir Başka Bahara Erteliyorlar


ING Bank, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve IPSOS işbirliğinde gerçekleştirilen ING Mortgage Barometre’nin Mayıs 2011 dönemi sonuçları açıklandı. Gayrimenkul sektörü açısından durum çok parlak değil, gelecekte konut almayı düşünen ve şu anda konut alma konusunda kararsız olan tüketicilerin Nisan ayında yüzde 67’si, mayıs ayında ise yüzde 68’i faiz oranlarının artması ile konut alım kararını ertelediklerini belirttiler.

Araştırma sonuçlarına göre ING Mortgage Barometre Mayıs 2011 dönemi sonuçları nisan ayına göre bir puanlık düşüş göstererek 83’e indi. Mevcut piyasa koşullarının konut alımına uygun olduğunu düşünenlerin oranı nisan ayında yüzde 42 iken, Mayıs ayında bu oran yüzde 41 olarak gerçekleşmiş. Gelecekte konut satın alma eğilimini oranı Nisan ayında yüzde 55 düzeyindeyken, bu oranın Mayıs ayında yüzde 53 olması gayrimenkul sahipliği konusunda talebe dair bir gerileme söz konusu olduğunu gösteriyor.

Faizlerdeki artış ile konut alım kararını erteleyecek kişilerin nisan ayında yüzde 43’ü, Mayıs ayında ise yüzde 41’i konut alım kararını bir yıla kadar ertelemiş. Konut alımını iki yıl ve üzeri ertelediklerini söyleyenlerin oranı nisan ayında yüzde 57, Mayıs ayında ise yüzde 59 olarak gerçekleşmiş.

Bu araştırma sonuçlarına gayrimenkul sektörü açısından satış yönünde talebin önümüzdeki 12 ay açısından gerileyeceğini işaret ediyor. TV’de ve diğer mecralarda büyük ve sıfır yeni proje reklamları yerine, bundan 6 7 ay önce tanıtımı yapılan projelerin reklamının dönüyor olmasının bu araştırma sonuçlarını desteklediğini düşünüyoruz.

Mevduat faizlerinin geldiği seviyelerde birikimlerine aldıkları getiriler tüketicileri tatmin etmekten hala çok uzak. Buna ek olarak bir de tüketimin azaltılmasına yönelik bankaların faiz artırımına gitmesine yol açacak şekilde alınan tedbirler, mevduat ve kredi faizleri arasındaki makasın iyice büyümesine yol açıyor. Makasın büyümesi neticesinde tüketiciler de doğal bir refleks göstererek, birikimlerine tatmin edici bir getiri alamamalarından dolayı konut sahipliği kararlarını ertelemeyi tercih ediyorlar.

Bu karara inşaat şirketleri de katkıda bulunuyorlar. İnşaat şirketlerinin, giriştikleri o süper lüks projeleri 10.000 peşine vermelerine rağmen konutun tam bedeline bakıldığında oldukça primli satmak konusunda ısrarcı olduklarını görebilirsiniz. Söz konusu konutların fiyatlar o kadar primli ki, müşteri projeye temelden konut kredisi alarak girse ve proje teslim edildiği tarihte söz konusu evi satmaya kalksa, ödediği faizi ancak karşılayacak bir prim kazanmış oluyor. Bunun tek istisnası şehrin merkezinde yer alan projeler olabilir.

konut kredileriDurum böyleyken ne olur diye soranlara küçük bir tahminde bulunalım. İnsanlar barınma ihtiyaçlarını konut sahibi olarak edinmek yerine kiralama yaparak gidermeyi tercih edecekler. Bu, konut kiralarının artmasına sebep olur, bir iki sene konut sahipleri (eğer işten çıkarmalara sebep olacak bir kriz yaşanmazsa) iyi kiralar kazanırlar. Kiralar önemli ölçüde arttıktan sonra tüketici “o kadar kira vereceğime üzerine biraz daha koyar ev sahibi olurum” yaklaşımına döner ve bu sefer tamamlanmış projelerden ev sahipliği olasılıklarını araştırmaya başlarlar. Şu anda temel aşamasında projelerden batmayacak olanlar o zaman tamamlanmış olacağından, şu andaki fiyatlara yakın bir seviyeden satılırlar.

Konut kredileri açısından bakıldığında ise bankaların pazar payı kapmak amacıyla konut kredilerinde karlılıktan önemli ölçüde feragat ettiklerini biliyoruz. Hafta sonu BDDK tarafından açıklanan önlemler daha çok tüketici kredilerini hedefleyen önlemler olmasına rağmen, faiz oranlarını artıran bankaların konut kredisi faizlerini de artırmış olmaları bu alanda nasıl bir kar marjıyla çalıştıklarının en büyük göstergesi. Bankalar kendilerinden talep edilen aksiyon çerçevesinde (2011 yılı için kredi büyümelerini %25 ile sınırlamaları) şu dönemde düşük karlı olan mortgage kredilerinde büyümekten vazgeçip diğer kredilerde büyüyerek bu oranı tutturacak şekilde stratejilerini yenilediler bile.

Önümüzdeki günlerde mevduat,tahvil ve bono gibi yatırım ürünlerinden kazanılan getiriler yükselmedikçe, tüketicilerin birikimlerini artırmaya yönelik aksiyonlar alarak kendilerini güvende hissedecek birikime sahip olduktan sonra tamamlanmış projelerden ikinci el konut alım fırsatlarını araştırmaları daha uygun olacak gibi gözüküyor.