Yapı Kredi Private Banking, bankacılık sektöründe bir ilki daha gerçekleştirerek Filantropi Danışmanlığı hizmeti vermeye başladı. TÜSEV (Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı) işbirliğiyle sunulan hizmet kapsamında 18 Haziran Pazartesi günü Rahmi M. Koç Müzesi’nde bir seminer düzenlendi. Yapı Kredi Private Banking müşterileri için düzenlenen “Etkili Bağışçılık ve İlham Veren Bağışçılık Öyküleri” konulu seminerin konukları, Britanya İmparatorluk Nişanı ve Asalet Unvanı sahibi Dame Stephanie Shirley ile Türk Filantropi Vakfı kurucusu, Türk işadamı Haldun Taşman oldu. Seminerin moderatorlüğünü ise dünyanın önde gelen kuruluşlarına danışmanlık yapan filantropi uzmanı Roberta d’Estachio yaptı.
Günümüzde pek çok konuda olduğu gibi, filantropi danışmanlığı konusunda da uzman tavsiyelerine ihtiyaç duyulduğunu belirten Yapı Kredi Özel Bankacılık Pazarlama ve Ürün Yönetimi Direktörü Ayşe İmre Tüylü bu amaçla Yapı Kredi Private Banking bünyesinde verilen hizmetlere filantropi danışmanlığını da eklediklerini söyledi. Tüylü “Yapı Kredi Private Banking olarak, geçtiğimiz dönemde miras, sanat danışmanlığı gibi, müşterilerimizin beklentilerine yönelik, öncü ve seçkin hizmetler sunduk. Türkiye’de bir ilk olan bu hizmet ile müşterilerimize etkili bağışçılık konusunda rehberlik etmeyi amaçlıyoruz.” dedi.
Bağış konusunda bilinmesi ve planlaması gereken pek çok farklı detay olduğunu belirten Tüylü sözlerine şöyle devam etti; Bu hizmeti sunarken TÜSEV ile güçlü bir işbirliği gerçekleştireceğiz. Böylelikle müşterilerimiz bağış yaparken kurum ya da projenin seçim sürecinden vakıf kurma prosedürüne kadar konunun hukuki ve mali boyutu ile ilgili tüm desteği bizden alabilecek.”
Yaptığı konuşmada filantropinin önemini vurgulayan TÜSEV Mütevelliler Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder ise şöyle devam etti: “Ülkemizde sivil toplumun gelişebilmesi bağışçılığın yaygınlaşması ve gelişmesiyle doğrudan ilişkili. Buna büyük katkısı olacağına inandığımız bağış danışmanlığı hizmetini sağlayarak sadece daha fazla değil, daha etkili ve stratejik bağışlar yapılmasını teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Bugün Yapı Kredi işbirliği ile ilki düzenlenen bağışçılık semineri ise ülkemizden ve dünyadan filantropistlerin ilham verici öykülerinin paylaşılması için eşsiz bir platform sunuyor. Bu vesileyle Yapı Kredi’yi, tüm kuruluşlara örnek teşkil etmesini umduğum bu çalışmasından dolayı kutluyorum. ”
Seminerde gerçekleştirdiği sunumda filantropiye nasıl başladığını ve bugün bağışın dünyada nasıl bir rol oynadığına değinen Dame Stephanie Shirley “Ben hiçbir zaman bağış yaparken sessiz kalmadım, aksine bunu hep duyurdum. Bu şekilde diğerlerini de isimsiz bağış yapmaktan kaçınmaya, onları bu bağışı yapmaya iten şeyleri açıklamaya teşvik ettim. Böylelikle yapılanların başkalarına da ilham vermesini umdum.” dedi.
Hükümetlerin, özellikle de politikacıların bağışlarla nelerin başarılabildiğini görebilmeleri için bu sesleri duyması gerektiğini belirten Shirley, “Böylelikle bağışçılığın, politik amaçlar gütmeyen, bağımsız bireyler tarafından gerçekleştirilen gönüllü bir hareket olduğunu görme fırsatı bulacaklar. Medyanın da yaptığımız işi doğru şekilde takdir edebilmesi ya da eleştirebilmesi bu konudaki farkındalığının artmasına bağlı. Türkiye’deki filantropistler için Yapı Kredi hayati bir rol oynuyor. Türkiye’nin sahip olduğu değerlerine bağlılığı ve kültürel geleneğinde filantropi doğal bir yer kaplıyor. Türkiye’de bağışçıların ağırlıklı üniversite, hastane, müze gibi yapıları topluma armağan ettiğini görüyorum. Bu yapının insan kaynakları ve sosyal girişim programlarına destekler doğrultusunda evrimleşmesi gerekir.” şeklinde konuştu.
Türk Filantropi Vakfı İcra Kurulu Başkanı, Bolu Bağışçılar Vakfı ve Arizona Bağışçılar Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Haldun Taşman ise dünyada hızla gelişmekte olan filantropiyi sadece bir kuruma ya da kişiye bağış yapmak olarak değil bir tür hayata bakış açısı olarak görmek gerektiğine işaret ederek, “Zira bağışçılık sadece servetle değil, duygularınızla dahil olabileceğiniz bir şey. Ne kadar çok verirseniz, o kadar çok alırsınız. Filantropi sayesinde sesimizi duyurma, aynı yöne baktığımız ve aynı amaçlar için çaba gösterdiğimiz pek çok insanla buluşma fırsatı buluyoruz. Günümüzde servetinin tamamını ya da büyük bir çoğunluğunu filantropiye adamak için hayattayken sözleşmeler imzalayanlar var. Hayatın anlamının fark yaratmak olduğuna duyduğum inançla, başka hayatlara dokunmaktan ve bunun sonuçlarını görmekten büyük haz duyuyorum. Bir Türk olarak bu işe Amerika’da başlamış olsam da, gördüğüm filantropi modellerini hem Amerika’da kurduğum vakıf üzerinden hem de Türkiye’de ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirmek için çaba gösteriyorum. Filantropinin doğru anlatılabilmesi için danışmanlık almak son derece önemli. Buradan hareketle TÜSEV’le birlikte yeni bir hizmet geliştirmiş olan ve bu vesileyle bugün burada bir araya gelmemizi sağlayan Yapı Kredi’ye de sonsuz teşekkürlerimi sunarım.” şeklinde konuştu.