Görünüşe göre cari açığın azaltılması için Türkiye’deki tasarruf oranlarının artırılması gerektiğinden yola çıkan hükümet, bireysel emeklilik sisteminde (BES) oyunun kuralları değiştirmeye devam ediyor.
Hükümetin enflasyonun düşmesi ve faiz oranlarının gerilemesinin etkisiyle, getirileri düşen emeklilik fonlarının kesintileri konusunda yeni düzenlemeler getirmesi bekleniyor. Bireysel emeklilik sistemi ile ilgili paylaştığımız makalelerde altını çizdiğimiz yasal masraf ve kesintiler arasında yer alan yönetim gider kesintisi ve fon işletim gideri uygulamalarında, yasalarda belirtilen üst sınır düşürülüyor. Giriş aidatı ve ödemelere ara verme durumlarıyla ilgili yeni uygulamalar getiriliyor. Hazine‘nin bu konuda hazırladığı tebliği, önümüzdeki günlerde emeklilik şirketlerine göndermesi bekleniyor.
BES yönetim gideri kesintilerine üst sınır geliyor
Tebliğ’in ortaya çıkmasının ardından bazı konular daha net olacak, ancak şu an itibariye tamamen söylenti desek yeridir. Ama söylentiler doğruysa; yönetim gider kesintisinin yasal üst sınır olan yüzde 8 katkı payının yüzde 2’ye indirilmesi söz konusu. BES’in ilk yıllarında yüksek enflasyon beklentisi nedeniyle çok fazla dikkat çekmeyen yüzde 8’lik üst limit, enflasyonda tek basamaklı rakamların hedeflenmesi ve bu yönde yapılan düzenlemeler nedeniyle BES sisteminde bizim için önemli caydırıcı faktörlerden biriydi.
2011 yılında BES’te ortalama yönetim gider kesintisi oranı yüzde 2.9 civarındaydı. Öte yandan günümüzde birçok şirket, BES katılımcısının ödediği katılım payına göre yüzde 1 ila yasal üst sınır olan yüzde 8 arasında oranlarda katkı paylarından kesinti yapıyor. Grup sözleşmelerinde ise rekabete bağlı olarak bazı BES şirketleri yönetim gider kesintisini sıfırlarken, bazıları bu oranı oldukça düşük tutuyordu.
Fon yönetim gideri sektör ortalaması yüzde 2.9
Fon yönetim gideri kesintisi ise, fon portföyünün yönetim giderlerini karşılamak üzere net varlık değeri üzerinden hesaplanan bir bedeldir. Günlük fon işletim gideri kesintisi oranı azami yüzbinde 10 oranını aşmamak üzere serbestçe belirleniyor ve fon içtüzüğünde, emeklilik planlarında ve emeklilik sözleşmelerinde açıkça yer alıyor. Yıllık yasal üst sınırı yüzde 3.65 olarak uygulanan fon işletim gideri kesintisinin de yıllık olarak önce yüzde 0.9 ila yüzde 2.2’ye, daha sonra ise yüzde 0.7 ila yüzde 1.8’e çekilmesi planlanıyor. Fon yönetim gideri kesintisi uygulamasında sektördeki 2011 yılı ortalaması yüzde 2.9 civarında.
Bireysel emeklilik yatırım fonlarının yönetimi, portföy yönetim şirketlerine yaptırılmak zorunda. BES şirketlerinin her geçen gün büyüyen fon büyüklükleri nedeniyle söz konusu portföy yönetim şirketleriyle zaten önemli pazarlık gücüne sahipler ve yukarıda bahsedilen fon yönetim gideri oranları gerçekte portföy yönetim şirketlerine ödenen oranların çok üstünde kalıyor. Aradaki fark ise emeklilik şirketine gelir olarak yazıyor.
Girişi aidatında da üst sınırı aşağıya inecek
BES giriş aidatları, yasal masraf ve kesintiler arasında belki de en çok tartışılması gerekeni. Geniş kitlelere hitap edecek şekilde tasarlanmış bir hizmetten, ayrıcalıklı bir hizmetmiş gibi giriş aidatı talep edilmesi hoşumuza giden bir uygulama değil. Kredi kartı yıllık aidatına bu kadar itiraz eden tüketicilerin, ortalama bir BES poliçesi için talep edilen giriş aidatına tepkisiz kalması da, bu konuda tüketicilerin bilinçli tercihlerden değil, kamuoyunda yer alan haberlerden etkilenerek tepki gösterdiğinin güzel bir kanıtı.
Doğrusunu isterseniz aylık katkı payından yüzde 6 ila 8 arası bir yönetim gideri kesilen bir BES katılımcısından, bir de giriş aidatı kesilmesi bizce çok adaletsiz. Sonuçta piyasada bulunan BES şirketlerinin bir çoğu müşterilerine günlük hayatlarında kullanabilecekleri herhangi bir ayrıcalık veya indirim imkanı sunmuyorlar. Bu nedenle, BES düzenlemelerinde ikinci dalgada beklenen kalemlerden birinin de giriş aidatı üst limitinde indirim olması bizi sevindirdi. Mevcut durumda bireysel emeklilik sektöründe faaliyet gösteren şirketler, katılımcılardan şu anda brüt asgari ücretin yarısını (470 TL) aşmayacak şekilde giriş aidatı alma hakkına sahip. Yeni Tebliğ’de bu üst sınırın, brüt asgari ücretin 10’da 1’ine düşürüleceğinden bahsediliyor. Birçok şirket müşteriden giriş aidatını almıyor, kişilerin erken ayrılmaları durumunda bu parayı kesiyor. Bazı BES şirketleri ise giriş aidatını 5 yıla yayarak alıyor. BES’ten çıkışların azaltılmasına yönelik olarak, giriş aidatının erken çıkışlarda yüzde 90’a varan oranlarda alınması gibi bir önerinin de olduğu söylentiler arasında yer alıyor.
BES şirketlerinden gelirleri artırma çabası
BES sistemine bir kere dahil olduktan sonra ayrılmanın maliyeti çok yüksek. Bunun bilincinde olan ve BES’ten ayrılmak yerine poliçelerini donduranların sayısı gittikçe artıyor. Bunu gözlemleyen BES şirketleri, ödemelere ara verenler için Hazine’ye sisteme üye olan, ödemelere ara veren veya ödeme yapmayan kişilerden aylık 4 TL kesinti yapılması yönünde bir teklifte bulunmuş. Ancak bu öneriye Hazine’nin sıcak bakmadığı belirtiliyor. Bizce haklılar da, sonuçta bu kesintiyi poliçesini dondurmuş BES katılımcısının birikimlerinden keserek yapmaları gerekecek ki, bu kabul edilebilir bir durum değil.
BES yasal masraf ve kesintilerindeki eski üst sınırlar zamana uyarlanmalı
Mevcut BES uygulaması kapsamında belirlenmiş yasal masraf ve kesintiler, sistemin ilk çıktığı dönem içinde değerlendirildiğinde, yani yeni ve koruma gerektiren bir sektör olduğunu düşündüğünüzde o zamanın şartlarına göre makuldü. Geçen zaman içerisinde hem sektörde hem de ekonomik ortamda yaşanan gelişmelerden sonra (düşen tek rakamlı enflasyon hedefi, sabit getirili menkul kıymetlerin faizlerindeki gerileme, BES fonlarındaki yüksek artış) bu üst sınırlar oldukça yüksek kalıyordu.
TüketiciFinansman.net olarak bizim de sistemle ilgili eleştirilerimizin başında yüksek yönetim gideri, fon yönetim ücreti, giriş aidatı ve yüksek stopaj oranı geliyordu. Bu gelişmelerle BES katılımı en azından bizim görüşümüze göre daha cazip hale gelecek gibi gözüküyor. Kimbilir o zaman belki biz bile BES sistemine dahil olmayı düşünebiliriz.
İkincil düzenlemelere ihtiyaç var
İkincil bireysel emeklilik sistemi tebliğinin 1 Ocak 2013’te başlaması planlanıyor. Tebliğ bu şekilde yasalaşırsa, tüketicilerin özellikle pazarlık ettikleri en önemli yasal masraf ve kesintiler arasında yer alan yönetim giderinde pazarlık marjı çok fazla olmayacaktır. Yani sıfır yönetim giderli paketlere ulaşabilmek için çok daha yüksek katkı payları ödenmesi gerekecek.
Yeni BES sistemiyle birlikte kıymetli madenlere dayalı fonlar (altın fonu gibi) ve yeni emeklilik ürünlerinin de tüketicilere sunulması bekleniyor. Bizim aklımıza gelen bir fon da bankalara dayalı BES fonları. Banka bono, tahvil ve hisse senetlerine dayalı Türkiye’nin köklü bankalarına ait BES fonları pekala karşımıza çıkabilir.
Türkiye’de bireysel emeklilik fonlarının büyüklüğü 17.9 milyar TL civarında. Küresel fon büyüklüğünün ise 19 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. OECD ülkelerinde emeklilik fonlarının GSMH’ye oranı yüzde 65’lerde iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 2.5 olması, sektörün büyüme potansiyeli olduğunun en önemli göstergesi. Uzun vadede “büyümenin” mevcut potansiyelden yararlanarak, azalan yönetim gelirlerini telafi edeceğini düşünüyoruz. Tabi sistemden ayrılmalara karşı devletin, aldığı önlemlerin yanı sıra ek çözümler de üretmesi gerekecek.