Sicil affının hiçbir işe yaramadığına yazılarımızda birçok kere değindik. Özellikle kredi kartı borcu olanlar, borçlarını kapatmak için bankalara kredi başvurusunda bulunduklarında, kara listede oldukları için reddediliyorlar. Tüketiciler kara listede olmasalar bile, KKB‘deki negatif kredi kayıtları yüzünden yine red cevabı alıyorlar.
Kredi taleplerine olumsuz cevap alan tüketiciler zorunlu olarak başka yöntemlere başvuruyorlar. Krizi fırsata çevirerek paradan para kazanmak isteyen bazı uyanıklar tüketicilere bazı ürünlerde alım satım yaparak tüketiciye yüksek maliyetle nakit para sağlıyorlar.
Bunlardan bir tanesi olan cep telefonuna kontör alarak borç kapatma yöntemine “Ekonomik Krizin Türkiye`deki Yansımaları ve Kanuni Takip” başlıklı yazımızda değinmiştik. Milliyet blog yazarlarından Mesut bey de blog’unda tefecilerin eline düşmektense borç kapatmak için mecburen başvurulan bazı yöntemlere yer vermiş :
“…Basına yansıdığı kadarıyla, kredi kartı borcunun ödenmesi konusunda ilk sırada altın alım-satımı geliyormuş. Bir altın ve finans firması, ”ticaret hukukuna uygun” olarak nitelendirdiği yöntemlerle tüketiciye nakit avans sağlıyormuş. Firma, örneğin kredi kartına bin liraya altın satıyor. Bin lirayı kredi kartına 12 ay taksitlendiriyor. Ardından yüzde 25 düşük fiyata 750 liraya hemen geri alıyor. Tüketici, böylece nakit paraya ulaşmış oluyor. Tüketici, yüzde 25 faiz ödediğini sanırken, faiz yüzde 33’ü buluyor.
Başka bir firma da benzer şekilde para sağlıyormuş, ancak bunu randevulu sistemle yapıyormuş. Firma, altın ve pırlanta alım-satımı yaparak tüketiciye nakit para veriyormuş. Tüketici, taksitle pırlanta alıp peşin satarak hedeflediği paraya ulaşabiliyormuş. Firma bu işlemleri faizsiz yaptığını iddia etse de, hiçte inandırıcı değil. Sanki babasının hayrına böyle bir iyilik(!) yapıyor.
Tabi bilinen birde eski yöntem var. Özellikle beyaz eşyadaki kampanyalar ve kampanyada uzun taksitlere bölünme imkânı. Al beyaz eşyayı kutusunu açmadan, hemen götür spotçuya sat. Tabi böylesi satışlarda kutusu açılmamış buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi, televizyon, doğal gaz sobası gibi eşyaların yüzde 50’ye varan değer kaybı oluyor…”